"Benden sakladın."
Genç kızın gözleri acı ile parladı.
Acı öyle derinine inmişti ki öfke ile kan kusuyordu. Tam mutlu olduğunu zannederken acıları bir kez daha genç kızı alaşağı etmişti. Ruhu bedeninden ikiye ayrıldı sanki. Yaşadığı acı aslında bi...
Merhaba Arkadaşlar... Dayanamadım... Baktım okuyan gerçekten var sizleri bekletmek istemedim.... Elimde bölümler varken yeni bölümü yayınlamak istedim....
Hepinize keyifli okumalar dilerim... Oy ve yorumlarınız beni mutlu ediyor ve cok teşekkür ederim... Sınırlama yapmayacağım. Yanımda olduğunuzu hissetirmeniz yeterli çok teşekkür ederim.... Cuma günü görüşmek dileği ile Hoscakalın...
Sevgiyle kalın. 🖤
Pera;Herşeyim..🎶
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sedef Karasu
🔥
Günlerdir ruhsuz gibiydim. Şirkette arı gibi çalışıyordum. O günden sonra Ateş'i görmemiştim. Ne şirkette nede etrafımda sanki yok olmuş gibiydi. Kalbini kırdığımı bilip de, hissetmek beni çok rahatsız ediyordu. Kabul ondan hoşlanmıştım. Belki de daha fazlası bilemiyorum. Kafam çok dolu karmaşıktı. Ne yapacağımı artık bilemez olmuştum. Hoş şirkete gelse bile onun karşına nasıl çıkacaktım bilemiyorum o gücü kendimde hissetmiyorum, ona yalan söylemiştim. Ondan rahatsız olduğumu bile söylemesemde bedensel olarak dile getirmiştim. Ama ne sarılışı nede onu öpüşüm aklımdan çıkmıyordu. Bazen gözüm dalıyordu. Bazense gözlerim her an her yerde onu arıyordu bu his hoşuma gitse bile istemiyordum böyle hisleri. Kalbimi değil mantığımı dinlemiştim.
Korkuyordum. Evet korkuyordum eğer kalbimi dinleseydim bir yara daha almaktan güvenimin zedelenip ezilmesinden delicesine korkarken mantığım doğru yoldasın aşka ayıracak ne gücün nede vaktin var diye düşünüyordum.
Ama yalnızlıktan da korkuyordum. Karmakarışık hissediyordum. Ateş'in en yakınımda ve en uzağımda, olmasından korkuyorum.
Burun kemerimi sıktım. Gözlerim kağıtlar incelemekten yorulmuştu. Ellerim karıncalanması ile sırtımı geriye yasladım. Kapımın çalınması ile gelen Ceren'e baktım. Elinde iki kahve vardı. "Hadi mola ver terasta kahve içelim ne dersin."
"Olur derim." Elimi boynuma attığımda ovalayarak sıktım. Ceren ile teras kata merdivenlerden çıkmıştık. Ceren ile terasın balkonuna yaslandığımızda derin bir nefes alarak. Gözlerimi yumdum. Rüzgar kulaklarımda uğulduyordu. Saçlarım yüzüme savrularak feraha eriyordu. Kahvemden bir yudum alarak içtiğimde Ceren'in sesini duydum.
"Sedef sana bir şey söyleyeceğim." Boynundaki kolyeyi gömleğinden çıkartması ile kolyenin ucundaki tek taş yüzüğü gördüm.
"Evet tam da düşündüğün gibi evlenme teklifi etti. Ama hâlâ yanıt vermiş değilim. Biliyorsun önceki ilişkimde olanları." Gözlerindeki sis bulut önünü perdeliyordu başımı iki yana salladım ve Ceren'in kolunu sıktım. "Senin adına çok sevindim. Mutlu olmalısın. Geçmiş geçmişte kalsın. Önüne bak Ceren"