(12) HER GİDİŞ BİR VEDADIR

736 69 31
                                    

Selam canlarım yine ben geldim. Sizlere yeni bölüm getirdim.
Nasılsınız, iyi misiniz umarım iyisinizdir, sizleri yeni bölümle baş başa bırakıyorum keyifli okumalar...

Sertap Erener ;Olsun🎶

Sertap Erener ;Olsun🎶

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.







İlk defa bu kadar huzurlu bukadar güvende hissediyordum kendimi. Onu izlemek onunla bir bütün olmak kalbimde kelebekler oluşturmuştu. Ruhumu okşuyordu. Göz kapaklarına düşen kirpikleri öylesine güzel kapatmıştı ki ona hayran olmamak imkansızdı. Daha ne kadar izleye bilirim ki onu, düşüncelerime son vermem gerekmezmiydi. Kararımın arkasında durmalıydım. Onunla birlikte olduğum için asla pişman değildim. Gözlerim yanıyordu. Ağlamak istemiyordum şimdi değildi en azından şuan olmaz. Kokusunu son kez içime çekmek istercesine nefes aldım. Son kez içime çektim kokusunu. Elleri bedenimi öyle güzel sarmalamıştı ki, ait olduğum yer sanki burasıydı.

Ama bu imkansızdı. Onunla benim olmam imkansızdı.

Gögüs kafesine ürkekçe derin bir buse kondurdum. Kafamı gögüs kafesinden kaldırdım. Derin bir uykudaydı. Çarşafı göğsümde sımsıkı tutarken sesim titredi.

"Özür dilerim. Affet beni."

Yanaklarıma acıyla bir damla yaş düşüverdi. Derin bir nefes almak istedim yapamadım. Bana ne olmuştu böyle neden karmakarışık hissediyordum. Dudaklarımı ısırdım. Ağzımdan hıçkırık kaçmaması için birbirine bastırdım.

Yataktan kalktığımda kadınlığımdaki sızlayan his ile acıyla gülümsedim. Kıyafetlerimiz yerlere dağılmıştı. Üzerimdeki çarşafı yere bıraktım. Siyah elbisemi hızlıca üzerime geçirdim. Dün gecenin izlerini taşıyan bedenim darmaduman olmuştu. Ateş'in yanına yaklaştım. Ellerim karıncalanırken dokunmak istedim. Ama yapamadım. Bize bunu yapamazdım. Ben ona acı ve kederden başka bir şey yaşatamazdım.

Bakışlarım yerdeki çantam ve ayakkabılarıma kaydı. Onları elime aldım ve duraksarken bedenim titredi. Arkama sonkez döndüğümde ise Ateş'in uyuyan bedenine son kez baktım. Göz yaşlarım bedenime değilde ruhuma akıyordu.

"Hoşçakal Ateş."

Bir karar almıştım. Ve o kararımı arkasında duracaktım durmak zorundaydım. Kalbimi değil mantığımı dinliyordum. Belki doğru belki yanlış ama Ateş bu hayatta hayatıma giren en güzel yanlışım olabilirdi. Ama bu bana göre imkansızdı. Sadece aramızdaki çekim bizi bu hale getirmişti. Kendimi öyle avutmak zorundaydım. Elimin tersiyle hâlâ akmakta olan göz yaşlarımı silerek kapının kulbunu açtım. Otel odasının koridoruna çıktım.

Adımlarım dengesizceydi. Asansörün yanına geldiğimde hıçkırırklarım bana eşlik etti. Dün akşamki yaşananlar zihnimi esir almıştı.
Hızlıca otelin merdivenlerinden aşağıya doğru indim. Saçlarım yüzümü saklıyordu. Sabah'ın körüydü zaten, kimse ortalıkta gözükmüyordu. Adımlarım hızla otelden çıkması ile nefes nefese kaldım. Kapıdaki görevliye "Bana taksi çağıra bilir misiniz?"

SİYAH KÜL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin