(55) ÖLECEK MİSİN? (+18)

275 32 15
                                    

Selam ben geldim inşallah bölümünü beğenirsiniz toplam 64 bölüm vardı elimde ve ben iki haftadır iki buçuk pardon haftadır bölüm yazamıyorum bölüm attıkça bölümlerim eksilecek, lütfen anlayışlı olun atamazsam keyfimden değil bunu unutmayın sizlere değer veriyorum ve seviyorum ve hep aklımdasınız oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin sizlerin sayesinde mutlu oluyorum ve motive ediyorum kendimi sağlıcakla kalın sonraki bölümde görüşmek dileği ile hoscakalın..

Mavi Gri :Kır Çiçeğim 🎶

ÜÇ GÜN SONRA

Bu gün hafta sonuydu. Ateş'in yoğunluğu yüzünden oğlumuzun odası biraz geri planda kalmıştı. Fakat bu gün boyayacaktık çok heyecanlıydım. Yarında inşallah seçtiğimiz modelde olan odasının takımı gelecekti. Dolabı beşiği pufu kitaplığı oyuncakları, düşündükçe içim içime sığmıyordu. Öte yandan hayatım şu sıralar iyi gidiyordu ve kendimi şuanda iyi hissediyordum o günden sonra sancım falan olmamıştı umarım daha da fazla olmazdı. Ateş'in yanında olmasını asla istemiyordum.

Elimdeki yumurtayı iyice çırparken Liya "yenge bu domatesler fazla mı büyük olmuş yoksa bana mı öyle geliyor?" Diye şakıdı.

Domateslere baktığımda fazla iri yarıydı. Cidden bu kız önceden hiç bıçak almamış mıydı yoksa bana mı öyle geliyordu.

"Birazcık küçülte bilirsin canım" diye fısıldadım. Ocaktaki tavaya yumurtayı dökerek pişirirken fırına göz atmayı da ihmal etmedim.

Poğaçalar pişmek üzereydi. Bileğimdeki saate baktığımda saatin neredeyse onbire geldiğini görmüştüm.

"Ben bizimkileri uyandırayım, Sen fırına bakarsın." demeyi ihmal etmezken hazırladığım masaya omleti koydum.

"Tamam yenge," diye fısıldadı.
Ellerimi yıkadım ve yukarıya odama çıktım. Küçük hanım dün gece yanımızda uyumuştu. Gece kötü bir kabus gördüğünü ve yanımızda yatmak istediğini dile getirmişti. Kıyamamıştım ve bizimle yatmasına müsaade etmiştim.

Odaya girdiğimde yüzüme gelen perçemi kulağımın arkasına sıkıştırdım. Üzerimdeki bahçıvan pantolonu düzeltip karnımı tutarak yatağa yavaşça oturdum. Kızım Ateş'in kollarına sıkıca sarılmış yatıyordu.

"Uykucular" diye fısıldadım.

Çiçek gözlerini araladı ve gülerken "Sen uyumuyor muydun?" Güldü.

"Hayır, dayım beni bırakmıyor kaola gibi sarıldı anne. Kaçamıyorum ki" diye sızlandı.

"Yardım ister misin?" diye gülerken başını salladı.

Ateş'e eğildim. Uykusu derin olmalıydı. Nefes alış verişi o kadar güzeldi ki kokusu beni alt üst etmeye yetmişti.

"Anne dayıma yiyecek gibi bakmayı keser misin hadi ama çok sıcak burası çıkar beni" daha fazla sızlanmasına izin vermedim ve Ateş'in kollarını açarak çıkmasını sağlarken birden yatakta yatar oldum ve gözlerini açarak bana bakan kocama şaşkınlıkla baktım.

SİYAH KÜL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin