Selam...
Nasılsınız iyi misiniz umarım. İyisinizdir..
Sizleri daha fazla bekletmek. İstemiyorum keyifli okumalar dilerim...
Hoşçakalın...🖤
Pera; Gökyüzüm.. 🎵
Bu gün izinliydim hafta sonu tatilimdi. Dün geceden bu yana çalışma yapmıştım. Beynim kafein almaktan uykular haram olmuştu. Resmen kaç gündür yoğun çalışıyorduk. O günden sonra sanki sessizliğe gömülmüştük. Ne Ateş benimle iletişime geçiyordu nede ben onunla saygı çerçevesinde sadece bize verilen sorumlulukları mesafeli bir şekilde devam ettiriyorduk. Bazı anlar bana olan bakışlarını yakalıyorum fakat kendime engel olmakta epey zorlanıyordum ne istediğimi biliyordum. Ama emin değildim. Emin olmaktan yorulmuşum artık bazen ne olacaksa olsun git söyle yapış dudaklarına aramızdaki çekim sadece seni değil beni de etkile de diyor. Sadece arkadaş olarak kalmak istediğimi söylemiştim. Oda bunu kabullendi yarı alayla yarı ciddiyetle aramızdaki bağı görüyorduk fakat zamana bıraktık. Arkadaştık değil mi birbirine soğuk davranan ve patron işçi arasında ne kadar arkadaş kalına bilinirse. Onu görünce bedenim alevleniyordu. Ne yapacağımı elimi nasıl nereye koyacağımı bilmiyordum. Bildiğim tek bir şey vardı oda ondan uzak durmam. Bugün evde bir kaç işlerim vardı. Sonunda yatak odasını toparladım. Artık kendi evimde kalıyordum. Ceren sağolsun yardım etmişti. Bir tek çerçeveler vardı onları asacaktım. Öncelikle markete gitmem gerekti. Banyoya adımladım elimi yüzümü güzelce yıkadım. Dolabımdan sade beyaz uzun ince askılıklı beli açıkta kalan elbiseyi alarak ayna da kendime baktım. Zayıflamıştım sanki bu gün kendime güzel bir kahvaltı hazırlayacaktım. Elbiseyi üzerime giydim bağcılık beyaz ayakkabımı ayaklarıma geçirmem ile siyah küçük kol saatimi bileğime taktım. Aynanın karşında uzun kumral saçlarımı taradım. Esnek bir şekilde balık sırtı ördüm. Kulağıma gözlerime uyumlu mavi taşlı küpelerimi geçirdim ve kulaklarım da sallanmasına izin verdim. Hazırdım nihayet beyaz çantamı ve cüzdanımı telefon ile beraber alarak aşağıya adımladım. Nihayet evimden çıkarken kapıyı kilitleyerek gök yüzüne baktım.
Bu gün hava çok güzeldi fazlası ile, sıcaktı. Adımlarım sitenin marketine giderken çantamdaki kulaklığı kulağıma takarak son zamanlar da en çok dinlediğim müziklerden birisini açtım. Müziğin ritmine uyum sallayarak gözlerimi hafifçe kapadım. Etrafımda dönerek gülümsedim. Bu gün içimden gülümsemek geliyordu. Adımlarım sekerek markete gelmesi ile kulağımdan kulaklığın birisini çıkardım. Sebze reyonundan bir kaç ürün alarak meyve reyonundan portal görmem ile elime aldım ve gülümseyerek gözlerimi kapattım. Tap taze kokuyordu. Bayılırdım portalaka. Poşete yiyecek kadar portakal koyduktan sonra marketin içerisinden bir kaç ürün alarak ekmek bölümüne geçtim. İki tane ekmek alarak kasaya geçtiğimde fişi ödeyerek tekrar evime doğru adımladım. Evime ilerlerken telefonumun çalması ile açtım.
"Neredesin kızım ya sabah sabah ağaç ettin beni kapıda bekliyorum aç şu kapıyı."
"Ceren kapı açılmıyorsa demekki evde değilim. Marketten geliyorum bekle biraz yaklaştım."
Ceren homurdanarak kapatması ile hızlı adımlar ile evime doğru giderken portakal poşetimin yırtılması ile durakladım portakallar yere saçıldı. Oflayarak yerdeki portakalları diğer poşetler koyarken kendi kendime konuştum.
" Bu kadar çok alırsan tabi yırtılır poşet bile dayanamadı sana kör müsün."
Ateş'in sesini duymam ile yere eğilmiş bana portakal uzatıyordu. "Kendi kendine mi konuşuyorsun sen?" Sesi sert ve derin çıkmıştı. Beni inceliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH KÜL
Teen Fiction"Benden sakladın." Genç kızın gözleri acı ile parladı. Acı öyle derinine inmişti ki öfke ile kan kusuyordu. Tam mutlu olduğunu zannederken acıları bir kez daha genç kızı alaşağı etmişti. Ruhu bedeninden ikiye ayrıldı sanki. Yaşadığı acı aslında bi...