(48) DOĞUM GÜNÜ (+18)

351 32 7
                                    

Merhaba ben geldim.
Arkadaşlar biraz yoğun günlerden geçiyorum ve bu aralar bölüm, gelmeye bilir yada aksaya bilir dün planladığım gibi burdaki hesabıma yeni bölüm gelsin mi diye sormuştum duvarıma hatta atacaktım ama malesef atamadım çok üzgünüm herneyse benim için uzun ve buruk bir bölüm oldu.
Umarım beğenirsiniz ve oy ve yorumlarınızı eksik etmezsiniz, neyse canlarım sizleri çok seviyorum... Kendinize iyi bakın...

Halil Sezai :Sonbahar🎶

Bileğimdeki saate baktığım da henüz saatin ikiye geldiğini gördüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bileğimdeki saate baktığım da henüz saatin ikiye geldiğini gördüm. Dışarısı soğuk ve ayazdı. Yoğun kar yağışı bekleniyordu, keşke biran evvel yağsa ne güzel olurdu. Düşüncelerime son vermemin sebebi kapının çalmasıydı. Adımlarım kapıya gitti. Ceren gülümseyen gözler ile bana baktı.

"Naber güzel anne." Yanağıma öpücük kondurdu ve karnımı sevdi.

Kapıyı kapattım.

"İyidir senden?"

Üzerindeki montu çıkardı. Askıya astı.
Salona geçtik. "Bu akşam Rıfat amcanın evinde toplanıyoruz" Dediğinde başımı salladım.

Bu gün Ateş'in doğum günüydü. Herkesten önce ben kutlamıştım bile, dün gecenin izleri bedenimdeydi.
Gülümsedim. Çok güzel bir an yaşamıştık.

Sabah olduğunda öğlene doğru gitmiş beyefendi. İşimin olduğunu zorlukla dile getirmiştim. Sorgulayıp durmuştu. Özel olduğunu belirttiğimde homurdanarak evden ayrılmıştı. Ailesi süpriz yapacaktı bu gün, saygı duyuyordum.

Ateş için herşey yapabilirdim. Yeterki mutlu olalım, hayatımda huzursuz bir gün istemiyordum.

Sorunlardan bıkmıştım.
Ceren koltuğa kendini attı. "Annem birazdan damlar," gülümsedim.

Halam bana elleriyle çok iyi bakıyordu. Elini üzerimden çekmiyordu.

Başımı salladım.
Masaya bıraktığım ılık sütü alarak koltuğa oturdum. Sütümden içerken, "kıyafetin hazır değil mi? Akşam çok güzel olmalısın. Malum gıcık kaynanan laf etmesin." Başımı salladım.

"Hazırladım birşeyler."

Beni onaylarken "Bu arada tekrar evlilik ne zaman." Bilmem dercesine ona baktım.

"Ciddi olamazsın. Düşünmediğini söyleme lütfen, barıştınız ama," Başımı salladım.

"Son olan şeylerden fırsat mı kaldı sence, malum daha yeni rayına oturdu hayatımız." Kapının çalması ile, Ceren ayaklandı.

Kapıyı açtığında halamın sesini işittim. Elindeki poşetleri salondaki masaya koydu.

"Sana yemek yaptım güzel kızım. Afiyetle yiyin." Gülümsedim.

"Sağol halacım." Yanıma yaklaştı oturdu.
Dizime dokundu.
"Rahatsız mısın? Yüzün sararmış sanki biraz" Gözlerimi kaçırdım.

"Buda nerden çıktı şimdi. Değilim tabiki" yalan söylemekte ustaydım.
Bitkindim evet ama bunu kimsenin bilmesini istemiyordum.

SİYAH KÜL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin