"Benden sakladın."
Genç kızın gözleri acı ile parladı.
Acı öyle derinine inmişti ki öfke ile kan kusuyordu. Tam mutlu olduğunu zannederken acıları bir kez daha genç kızı alaşağı etmişti. Ruhu bedeninden ikiye ayrıldı sanki. Yaşadığı acı aslında bi...
Selam ben geldim yeni bölüm yayında iyi okumalar dilerim müsait oldukça bölüm atacağım umarım finale az kaldı. +18 sahnesi var bir de rahatsız olan atlasın sonra bitiyor bölüm öptüm... Yazım yanlışı varsa şimdiden affola pek inceleyemedim bölümü..
Yazarınız yeni bir kitap yayınladı bakmanızı beklerim Adaletsiz muhtemelen Saka Kuşu ile yürütmeyi düşünüyorum bilginize ADALETSİZ KİTABIM DA MAFYA HİKAYESİDİR VE BAĞLANTISI YOK AMA ÇOK FENA COK GÜZEL BİR KİTAP SİZLERİ BEKLİYOR ÖPÜLDÜNÜZ S. N. A 🖤
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Elimdeki su bardağını tezgaha koymam ile yukarıya doğru adımladım. Hâlâ uykusuzdum. Can dün gece hiç uyuyamamıştı. Dün akşam uçağın yorgunluğuda vardı tabi. Adımlarım Can'ın odasına değdi. Bodrumda çok güzel bir tatil geçirmiştik. Halamlarında gitmesi ile Ateş ile harika anlar yaşamıştık. Ateş ben ve çocuklarımız aynı sofranın ayni evin çatı katında olmak harika bir duyguydu.
Sonunda lohusalığımda bitmişti. Kendimi gayet dinç ve dinamik hissederken bedensel anlamda biraz yorgun gözüküyor olabilirdim. Ateş'in işleri sebebi ile malesef istanbula dönmek zorunda kalmıştık. Ama buraya geldiğimde evimi ne kadar da çok özlediğimi hissetmiştim. Adımlarım beşiğin önünde kaydı. Burda bir adet küçük bir yatak vardı sandık tipi gece oğlumu sallarken uyuya kalmışım akıllı kocam ise sabah erkenden çıkıp gitmişti. Öpücükleri ve kendine ait sözleri ile güne çok güzel başlamıştı.
Bu gün Güneş'i jimlastik, kursuna yazdıracaktım evde sıkılarak bunalmasını istemiyordum. Daha çok kendini geliştirmesi için ona yardımcı olacaktım. Bir de akşam Ateş'in yanına gidecektim ona sürpriz yapmak istiyordum akşam beraber yemeğimizi baş başa diz dize geçirmek istiyordum sevdiği restorandan bir kaç bir şey alacaktım.
Bir hafta sonra kızımın doğum günüsü vardı. Çok heyecanlıydım bir yanda, ama bir yandan da kızımın babası ile de olsa küçük bir doğum günü kutlamasını da istiyordum. Bunun için birşeyler düşünecektim. Baran'ı hiç görmek istemesem de sonuç olarak onun aramda kızımız vardı. İkimize ait bir can vardı ortada ve ben kızımın baba sevgisinden mahrum kalmasını daha fazla istemiyordum.
Mışıl mışıl uyuyan oğluma bakarak iç çektim. "Bütün gece uyuma küçük bey, sonra oh ne güzel uyu" nazar değmesin maşallah oğluma, bir gülüşü var ömre bedel. Tıpkı babası gibiydi, bir de gülümsediği an sanki dünyayı ayaklarımın altına seriyordu. Sessizce oğlumun odasından çıktım, adımlarım kızımın odasına geldi. Pikeyi yere atmış yüzü koyun yatıyordu, her nefes verişinde, küçük saç tutamı havalanıyordu ve tekrar burnuna düşüyordu.
Gülümsemeden edemezken yatağın üzerindeki masal kitabını sıkıca kavrayan elinden alıp masanın üzerine koydum. Yanına diz çöktüm. "Anneciğim, güzelim bebeğim benim minnoşum. Hadi kalk artık." Güneş mızırdanarak "anne birazcık daha." Diye fısıldadı. Duvardaki saate baktığımda henüz saatin on bir buçuğa geldiğini gördüm.
