Vakitsiz Tanışma

1.8K 85 139
                                    

Sadi sabah duşunu aldıktan sonra odaya geçti, Songül'ün sırt üstü uyuyan haline baktı yüzündeki gülümsemeyle. Sessiz olmaya çalıştığını gösteren yavaş hareketleriyle gardrobun önüne yürüdü. Siyah pantolonunu giydikten sonra gömleği es geçerek uyumaya devam eden karısına yaklaştı.

Gözleri karısının saçlarından başlayarak gezinmeye başladı. Yüzünde oyalandı bir müddet bakışları ardından göbeğine indi. Yatağın ucuna rahatsız etmeyecek şekilde oturdu. Ellerini önce karısının yanağına çıkardı, baş parmağı ile okşadı dudak kenarını. Sonra gözlerinin rotası olan göbeğine indirdi. Kızına günaydın demekten çok iki gün önce yaptıkları anlaşmayı hatırlatmaktı niyeti.

Dudaklarını kadının göbeğine bastırıp fısıldayarak konuştu. "Günaydın kızım. Anneyi dünden beri üzmüş olsakta bugün sürprizimize hazır mısın?"

"Ne konuşuyorsunuz siz?"

Songül uykulu sesiyle yanağını karnına bastırmış adama baktı. Sadi'nin bir şeyler anlattığını anlamıştı ama ne dediğini tam duyamamıştı.
Sadi başını kaldırdı gülümseyerek, ellerini kadının bel kenarlarından yatağa indirdi, bastırarak uzandı kadının üzerine.
"Günaydın güzelim."

"Günaydın sevgilim."

Kocasının dudağına küçük bir öpücük bıraktı Songül, sağ gözünü ovuşturmaya başlarken diğer gözüyle Sadi'ye baktı merakla.
"Ne konuşuyordunuz sabah sabah."

Sadi gülümsedi bu söze, bazen gerçekten kızıyla konuşarak anlaştığına inanıyordu, hatta belli ki Songül'ü de inandırmıştı.
"Günaydın dedim kızıma da başka ne olsun karıcığım."
İçinden bir an gerçekleri söylemek gelsede kendini tutmak zorundaydı Sadi, en azından akşama kadar.

"Günaydın babamız günaydın."
Adamın ensesine yerleştirdiği ellerle kendine çekti Songül, bu sefer adamın iki yanağına öpücük bıraktı.

Gözlerini kapatarak gülümsedi Sadi, kızının diyeceği baba kelimesini şimdilik karısından duymak hoşuna gitmişti. Bir de buna Songül'ün uyku mahmurluğu eşliğinde sesi eklenince Sadi için günün güzelliği katbekat artmıştı. Kadının yüzünde bakışlarını gezdirirken alt dudağını dişleri ile çekiştirmeye başladı.
Mırıldayan sesi ve yalvarır gibi bakan mavi gözleri ile baktı karısına. "Songül!"

"Hıı." Songül kocasından ayırmazken gözlerini Sadi'nin kendinden geçmiş gibi haline gülümsedi.

Elini kadının yanağına çıkarıp okşadı hafifçe "Isırayım mı?"

"Ne?"

Sadi Songül'ün şaşırmasını yarım bırakarak uzandı sulu öpücükler bırakacağı yanaklara. Dudaklarını bastıra bastıra öperken dişlerini kadının yanağına hafifçe bastırdı. "Dur, dur." Songül gülümseyerek adamın omzularından tutunmuşken Sadi başını çekti geriye.

"Gerçekten ısırdın ya."

Kadının dudağına uzandı tekrar, küçük küçük kısa öpücükler bıraktı "Karıcığım Busenaz'ın yanakları sana da geçmiş galiba. Çok çok daha güzel olmaya başladın sen, ne yapacağım ben?."

Songül üzerinde uzanmış bir halde duran kocasının gözlerine çevirdi gözlerini, sonra da dudaklarına. Kollarını adamın ensesinde birleştirip kendine çekti "Bilmem ne yapalım?"

"Keşke bunu duşa girmeden önce söyleseydin."
Çok az çıkan sesinin ardından kadının dudaklarına yöneldi Sadi, derin bir öpücüğün ardından ayrıldı istemeye istemeye. "Bu fırsatı kaçırmak istemezdim ama gitmemiz lazım."

"Maalesef bizi bekleyen işlerimiz var."
Sadi geri çekilip oturur hale geçti, kadının da ellerinden tutarak doğrulmasını sağladı. "Bunu saralım ama akşam yeriz."

Seni Bulduğum Şehir | SadgülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin