Songül sabah erken kalkmış güzel bir kahvaltı hazırlamıştı kocası hala uyurken.
Masaya son olarak servis tabaklarını koyup merdivenlere yöneldi odaya çıkmak için.Sadi'yi yüz üstü , sabah kalktığında üzerine örttüğü örtüyü yan tarafına bırakmış halde buldu.
Yatağa ilerleyip dizleri üzerinde yaklaştı adama. Gözleri yine sırtındaki kızarıklığı bulurken parmak uçlarını gezdirdi ürkekçe.Kürek kemiğinin hizasından başlayarak ensesine doğru öpücükler kondurmaya başladı sessizce.
Sadi sıcacık dudakların yaptığı tüy kadar hafif baskılarla gözlerini araladı mahmurluğu üzerindeyken.
"Karıcığım."Yanağına baskı yapan yastığı Sadi'nin sesini iyice boğuklaştırmıştı.
Songül adamın üzerine biraz daha uzanıp yanağına bastırdı bu sefer dudaklarını.
"Günaydın aşkım."Sadi sırt üstü döndü karısına bakabilmek için.
Yüzü gülümserken Songül'ün yanağına dokundu parmaklarıyla.
"Günaydın güzelim.""Uyandırmak istememiştim aslında ama."
"Olsun karıcığım hep yatacak değilim ya. Uykumu aldım hem ben."
"O zaman hadi gidip kahvaltımızı yapalım."
"Gidelim gidelim de..."
"De?"
Sadi elini kadının yan tarafına atıp iki kolu arasında sıkıştırdı kadını. Üzerine biraz uzanmış halde dururken dudaklarını birleştirdi.
Çok uzun tutmadan öpüşmeyi ayrıldı "Kızımı da öpeyim."Dudaklarını kadının tişörtünün üzerinden karnına bastırdı. "Günaydın babacığım."
Sadi başını kaldırıp kadına baktı "Songül ya."
"Noldu?"
"Ne zaman tekme atacak Busenaz?"
Songül gülümseyerek adamın yanaklarına koydu ellerini. "Daha var kocacığım, 4-4,5 aylık olması lazım tekmelerini hissetmemiz için."
"En az 6hafta mı var yani. Ben artık kızımla konuştuğumda tepki versin istiyorum."
"Daha tepki verebilmek için çok küçük Sadi o. Daha minicik çilek."
"Neyse büyüsün, yavaş yavaş büyüsün. Sağlıkla büyüsün ben beklerim."
Sadi doğrulurken Songül'ünde elinden tutup yardımcı oldu. Songül adamın yüzünün her çizgisinde gezdirdi gözlerini. Elini omzuna çıkardı "Sen iyi misin kocacığım?"
"İyiyim zımba gibiyim hatta."
Songül ne kadar iyiyim desede adamın gözlerindeki durgunluğu görüyordu tüm çıplaklığıyla.
Uzatmak istemeden gülümsedi tüm kalbiyle.
"Hadi gidelim o zaman."
•Çok fazla konuşmadan tabaklarındaki kahvaltılıkları yiyorlardı bir süredir. Songül'ün gözü hep Sadi'nin üzerindeyken adamın neler yaşadığını düşünmeden edemiyordu. Ama bunları sormayı değil Sadi'nin anlatmasını bekleyecekti.
Ne olursa olsun Sadi'nin ona geleceğini, kendini açacağını çok iyi biliyordu.Sessizlikleri sürerken Songül aklına gelen ile kocasına baktı telaşla. "Sadi söylemeyi unutuyordum, ben Sultan'a senin şehir dışında olduğunu söyledim. Kızda telaşlansın istemedim ama sen istersen gerçeği söyleriz."
Sadi başını iki yana salladı hafifçe "Yok karıcığım, böylesi daha iyi olmuş. Böyle bilsin."
"Ama yaralarını görünce ne diyeceğiz?"
"Gerçeği."
"Nasıl gerçeği?"
"Dayak yedim derim ben hallederim onu takılma sen."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Bulduğum Şehir | Sadgül
FanfictionBir Sadgül hikayesidir • Tevâfuk, birbirine denk gelme, latîfâne (hoş, zarif) bir şekilde uyum içinde olma anlamına gelmektedir. Tesadüf ise; raslantı demektir. Onların hikayesinde tesadüfe yer yoktu her şey uyum içinde denk gelmeyle başladı. #Sad...