"Kimsin?"
Sadi demir kapının üzerine sol elinin kemikli kısmını vurmaya devam etti. Alyansının demir kapıyla yaptığı etkileşim sonucu çıkan sesi dinletti Serdar'a.
Adamın sandalyede oturmuş, gözlerine bağladıkları bezle etrafa başını çevirmesini izledi Sadi. Daha fazla uzatmadan yavaş adımlarla ilerledi. Adamın yanına geldiğinde elini omzuna koydu. Serdar omzundaki acıyla yana doğru eğilirken bağırdı.
"Kimsiniz lan siz?"Sadi adamın acıdan kıvrandığından emin olunca elini gözlerindeki beze götürdü. Hızlıca çıkarıp attı.
Serdar gözlerini bir müddet açamazken alacakaranlık depoda adamın yüzünü seçmeye çalıştı.Şaşırmış bir şekilde bakakaldı Sadi'nin yüzüne.
"Sen?"Sadi adamın önünde durup ellerini dizine koyarak adamla başını aynı hizaya getirdi.
"Belan."Sinir ve öfkeyle dolu gözlerindeki ateşi karşısındaki adama gönderdi Sadi. "Senin belan olacağım Serdar."
Serdar alayla güldü adama. "Sen mi olacaksın, senin kafan basmaz bu işlere."
Sadi adamın söylediklerini umursamayarak önündeki sandalyeye yürüdü, sandalyeyi ters döndürüp oturdu.
Üzerindeki deri ceketin cebinden toplu tabancanın içine koyacağı tek kurşunu çıkardı."İnsanoğlu çok çabuk yanılabiliyormuş. Beşer şaşar meselesi işte."
İki parmağı arasında tuttuğu kurşunu göz hizasında tuttu, tek gözünü kapatıp oluşan boşluktan adama baktı. "Bunu patronuna sıkarım sanıyordum ama yanıldım."
Kurşunu tabancaya koyup şarjör kısmını çevirdi hızlıca. "Hiç rulet oynadın mı?"
Serdar adama anlamaz gözlerle bakarken yüzü iğrenir gibi bir hal aldı. "Ne anlatıyorsun lan sen?"
Sadi adamı kaale almayıp silaha bakarak konuştu.
"Rulet bana hayatımı verdi Serdar, ama senin hayatını alacak.""Ben ne anlattığını anlamıyorum."
Sadi dişlerini sıkarak kalktı sandalyeden silahını oturduğu yere koydu.
"Ben senin anlamana yardımcı olayım."Adamın önünde durup gülümserken sert bir yumruk attı Sadi Serdar'ın yüzüne. Serdar patlayan dudağıyla gözlerini kapattı. Sesini yükselterek bağırdı Sadi. "Benim karımı tuzağa çekip depoyu patlatan sen değil misin yavşak herif."
Serdar adamın bunları nereden bildiğini sorgularken Sadi adamın yüzünü kendine çevirip tekrar yumruk attı. "Nasıl anlamana yardımcı oluyor muyum?"
Dilinde hissettiği demir tadıyla ağzında biriken kanı tükürdü Serdar. "O kadar belgesel izledim ama köstebeklere hala ısınamadım biliyor musun."
Sadi adamın yüzüne tekrar vuracakken Serdar durdurdu. "Dur tamam, konuşalım."
Derin bir nefes verip tekrar yerine oturdu Sadi. "Ruleti oynama kıvamına geldin demek. O zaman ilk soruyla başlıyorum; depoyu patlatmanı isteyen kimdi?"
Serdar'ın cevap vermesi için içinden üçe kadar saydı Sadi, adamdan cevap gelmeyince silahı doğrultup sıktı.
Serdar adamın hızlı hareketleriyle yerinde irkildi. "Ne yaptığını sanıyorsun sen?"
"Lan bana bak yavşak bana hızlı cevap ver. Seninle geçirecek iki dakikam yok benim."
Serdar tekrar susarken Sadi sinirle başını yana çevirdi. "Pas diyorsun bu soruya o zaman. Diğer sorumu soruyorum; kimden emir alıyorsun?"
![](https://img.wattpad.com/cover/338210023-288-k997792.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Bulduğum Şehir | Sadgül
FanfictionBir Sadgül hikayesidir • Tevâfuk, birbirine denk gelme, latîfâne (hoş, zarif) bir şekilde uyum içinde olma anlamına gelmektedir. Tesadüf ise; raslantı demektir. Onların hikayesinde tesadüfe yer yoktu her şey uyum içinde denk gelmeyle başladı. #Sad...