Sadi bir sinirle evden çıktıktan sonra arabasına binip Yaver'i aramıştı buluşmak için. Sinirden çok içindeki kırgınlığı bir nebze unutup eve dönmeyi planlıyordu arabayı sürerken. Birden aklına anahtarları gelince eliyle ceplerini yokladı ama portmantoda unuttuğu aklına geldi. Eve geç döneceğini bildiği için gittiğinde Songül uyanık olmayabilir diye düşündü. Daha fazla evden uzaklaşmadan dönüp almanın en mantıklı seçim olduğuna karar verdi.
•Songül bahçe kapısına yaslanmış dışarıyı izlerken bir yandan da düşünüyordu. Sadi'yle şu hale düşmekten nefret ediyordu artık. 6 aydır süren evliliklerinde sadece iş konusu yüzünden tartışmışlardı birkaç kez. Hepsinde de Sadi korktuğunu dile getirmişti. Songül adama hak veriyordu ama olmak istediği yer trafik şube değildi, sadece bunu Sadi'ye daha sakin bir dille anlatması gerekiyordu. Songül zilin çalışıyla yaslandığı kapıdan ayrıldı. "Kim bu saatte?" diyerek kapıya yöneldi.
Kapıyı açtığında karşısında Sadi'yi görünce şaşırdı. Sadi'nin kendine hak vererek geri döndüğünü düşündü ama adamın cümlesiyle yanıldığını anladı. "Anahtarımı unutmuşum." Sadi içeri girip portmantodan anahtarını aldı. Songül adamın tekrar gideceğini bildiği için kapıyı kapattı. Sadi çıkmak için yöneldiğinde kapıya yaslanmış karısını gördü. Songül'ün karşısında durup müsaade etmesini bekledi. "Songül çıkar mısın kapının önünden."
Songül kapıdan sırtını ayırdı, Sadi'ye yaklaşıp önünde durdu. "Gitme Sadi." Kocasının eline uzanıp elinde tuttuğu anahtarı aldı. " Biz konuşarak hatta konuşmadan bile halledebiliriz."
"Sen böyle yaptığın sürece halledemeyiz Songül."
Songül derin bir nefes verdi. "Sadi gel oturup konuşalım."
"İkimizde gerginiz, birbirimizi kırmayalım. Sonra konuşuruz."Sadi kadının elinden anahtarını alacakken Songül elini geri çekti. "Ben gergin değilim, sen gergin misin?"
"Songül"
Songül elindeki anahtarı geri yerine koydu, Sadi'nin elinden tutup bekledi "Sadi bu gece konuşalım. Tamam ben gitme demiyorum, bana kırgın gitme diyorum. Konuşalım sonra istersen hava almak için yine git."
Sadi'den bir cevap bekledi Songül ama adam bir şey demeden öylece bakmaya devam edince elinden çekiştirerek salona yöneldi.
Sadi kadının elini bırakmadan onu yönlendirmesine izin verdi sadece.Songül koltuğa oturup adamın da oturması için bekledi. Sadi'nin elini bırakmadan adamın parmağındaki yüzüğü çevirmeye başladı. "Ben senin korkularını şimdi daha iyi anlıyorum Sadi. Her benim tehlikede olduğumda anne babanı hatırlıyorsun biliyorum." Sadi'nin nefes alışlarının hızlandığını hissetti Songül. "Ama bu böyle olmaz Sadi. Ben istersem bu evden hiç çıkmadan durayım yaşanacak olan yaşanır. Ben tehlikeden zevk alarak ya da başım belaya girsin diye gitmiyorum oraya." Songül biraz sessizce durdu "Bak sen benim tehlikede olmamdan korkuyorsun bu yüzden en güvenli yeri trafik olarak görüyorsun biliyorum. Ama bize bi bak. Sen mimar olduğun halde biz seninle ben seni koruyayım diye evlendik, anlıyor musun beni?"
Sadi Songül'ün sözlerinden sonra ona günü geldiğinde bu olayları nasıl açıklayacağını düşündü kadının yarattığı sessizlikte. Kadının cevap bekleyen gözlerini görünce başını salladı ağırca aşağı yukarı doğru. "Bir şey demeyecek misin peki?" Sadi şuan ne cevap vereceğini bilemediği için biraz durdu. Asıl kırgın olduğu yeri sormak istedi kadına ama alacağı cevaptan korktuğu için vazgeçti.
"Demeyeceğim. Geç oldu, uyuyacağım."
Sadi'nin ayağa kalkmasıyla Songül'de kalktı "Sadi ben senin düşüncelerini önemsiyorum. Hatta en çok seninkileri önemsiyorum. Kızgınlıkla söyledim onu"
Sadi kadının nemli gözlerine baktı, emindi o cümleyi kurarken kadının sinirle söylediğine ama yine de bir şey demek gelmedi içinden. Başını eğip "İyi geceler Songül." dedi sadece.
•"Günaydın kocacığım." Songül bir eliyle gözünü ovuşturan hala uyanamamış olan kocasına baktı. "Günaydın."
Songül raftan kaseleri alıp teker teker tezgaha dizdi "Ne yapıyorsun sabah sabah. Evin içi süt kokuyor."
"Sütlaç yaptım, sana."
Sadi şaşırarak eliyle kendini gösterdi "Bana?"
Songül tenceredeki sütlaçları kaselere dağıtmaya başladı dikkatlice. "Evet, senin için yaptım. Sen seviyorsun ya sütlü tatlıları."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Bulduğum Şehir | Sadgül
FanficBir Sadgül hikayesidir • Tevâfuk, birbirine denk gelme, latîfâne (hoş, zarif) bir şekilde uyum içinde olma anlamına gelmektedir. Tesadüf ise; raslantı demektir. Onların hikayesinde tesadüfe yer yoktu her şey uyum içinde denk gelmeyle başladı. #Sad...