Üst üste dizilmiş olan siyah tişörtlerinden en üstekini aldı hızlıca, giymek için bir adım geri çekilirken sağında kalan aynaya değdi gözleri. Yansımasını gördüğü yüzün kendi olduğuna inanamadı bir süre. Solmuş yüzü, ne zamandır çatık duran kaşlarının bıraktığı iz, kan damarları belirginleşmiş olan kıpkırmızı gözleri üzerinde gezindi ifadesiz bakışları.
Kendi bedeninin sağında gördü Songül'ün yansımasını. Elindeki tişörtü geçirdi üzerine, arkasını dönüp kadının yanından hiçbir şey söylemeden gitmekti niyeti. En çok konuşmayı, içinde büyüyen sıkıntıyı paylaşmayı isteyeceği kişiden kaçacaktı sadece.
Songül yanından geçmek üzere olan adamdan kaçırmadığı gözleri ile seslenebildi sadece. Sadi banyodan çıkana kadar kafasında kaç kez kurmuştu yaşayabilecekleri olası tartışmaların hepsini. Hepsinde Sadi'nin haklı olduğu tartışmalar.
Şimdi adamın yüzünde gördüğü yorgunluk susmasını sağlamıştı. Kırdığı kalbin yüzüne bile bakmadan yanından geçişini izledi buğulanmış gözleriyle.
Sadi kapıdan çıktığı an verdi tuttuğu nefesini. Arkasını dönüp bakma isteği ağır gelse de öne düşürdü başını, yavaş adımları ile odanın önünden ayrılmak için hareketlendi. İki küçük adımdan sonra açık olan kızının odasına kaydı gözleri. Bıçak gibi nefesinin kesilmesini sağlayan beşiğinde her şeyden habersiz uyuyan kızının yüzüne nasıl bakacağı korkusu ile durdu adımları.
Kendinden geçmiş bir halde yürüdü beşiğe doğru, her adımda hızlı çarpan kalbi bacaklarındaki tüm gücü esir alırken beşiğin kenarından tutundu gözleri kızına kayarken. "Busenaz."
Gözlerinden süzülen yaşları umursamadan dizleri üzerine çöktü, beşiğin arasından uzattığı eliyle hafifçe tutundu kızının koluna. "Özür dilerim kızım."
Beşiği arkasına aldı Sadi, sırtını yasladı dizlerini kendine çekerken. Koluyla sardığı bacaklarının üzerine düşürdü başını içindeki her şey gözlerinden yaş olarak düştü.
•
Gözlerini ayırmadan baktı kendi gözlerinden farksız olan kızının mavi gözlerine. Songül'ün ne kadar çok istediğini düşündü Sadi, hep dile getirmişti 'Busenaz'ın gözleri seninkiler gibi olsun.' diye. "Bilseydi tüm gerçekleri yine ister miydi? İstemezdi, ben de istemezdim. O kadından bana kalan hiçbir şeyi kızımla paylaşmayı istemezdim." dedi içindeki savaşı büyütmek isteyen tarafı. Gözlerindeki buğularının son bulması için kapattı gözlerini, başını hafifçe önüne eğdi.
"Keşke bana benzeyen hiçbir yanın olmasaydı kızım." kendini tutmak ister gibi sıktı çenesini. Boğazında büyüyen yumruya rağmen baktı kızaran gözleriyle avucunun içine başını yaslamış olduğu kızına. "Annene benze Busenaz, onun gibi ol her zaman."
Mutfak kapısına yaslı olan Songül kocasının sözlerini işitirken elindeki biberonu sıktı, Sadi'nin canının böyle yanmasına tanık olurken uzak kalıyor olmasına döküldü gözlerindeki yaşlar.
Gecenin bir vakti, koltuğun önünde Sadi'nin anlattığı ana döndü Songül. Sadi'nin korkularını gördüğü gibi içindeki büyük yarayı da görmüştü beraberinde. O gece daha karnında minicik olan kızına verdiği sözü hatırladı Sadi'nin, onunla güç bulmuş oluşunu. Şimdi kucağında olan kızına gösterdiği korkularını yine Busenaz'la aşacağından emindi Songül.
Hızlıca sildi yanağına bulaşan yaşları, koltuktaki baba kıza yaklaştı hafif tebessümüyle.
Elindeki biberonu Sadi'ye uzattı sessizlik içinde. Sadi kendine uzatılan biberona baktı uzunca, aynı şekilde aldı kadından.Kızının başını kolu yardımıyla sabit tuttu önce, biberonu dudaklarına götürürken kızının kendinden ayrılmayan bakışlarına yarım gülümsedi. "Noldu babacığım?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Bulduğum Şehir | Sadgül
FanficBir Sadgül hikayesidir • Tevâfuk, birbirine denk gelme, latîfâne (hoş, zarif) bir şekilde uyum içinde olma anlamına gelmektedir. Tesadüf ise; raslantı demektir. Onların hikayesinde tesadüfe yer yoktu her şey uyum içinde denk gelmeyle başladı. #Sad...