Anlaşma

2.4K 101 127
                                    

Songül içeri girerken yol boyu süren söylenmesine devam etti "Sadi bak bir daha görmeyeceğim seni operasyonda."
"Ya güzelim ben seni görmek için geldim bir şey olursa müdahale edeyim diye."
"Gelmeyeceksin Sadi."
Üzerindeki haki gömleği çıkarıp koltuğun üzerine bırakarak sadece siyah atletiyle kaldı Songül.
"Sayamıyorum artık senin bu yaptıklarını ya."

Sinirle koltuğa otururken Sadi de hemen kadının yanına oturdu "Karıcığım niye sayıyorsun bunları zaten bizim saymamız gereken başka şeyler var."
Songül adamın cümlesine anlam veremeyerek kaşlarını çattı.
Sadi elini kadının bacağının üzerine bırakıp bakışlarını karısının dudaklarına indirdi
"Biz bugün 2 kere öpüştük mesela."

Songül sıkkınlıkla oflayarak gözlerini kapattı "Allah'ım yarabbim. Sadi bak, yapma sinirliyim sana."
"Sinirlenince daha güzel oluyorsun. Hem ne demiş Cemal Süreya; seni bir kere öpsem ikinin hatrı kalıyor iki kere öpsem üçün boynu bükük."
"Sadi! Bende sana çok kadim bir atasözü söyleyeyim o zaman. Alışmış kudurmuştan beterdir demişler tam sana göre bir söz."
Sadi kadının sözüyle küçük bir kahkaha attı. "Ben hangisi oluyorum?"
Songül adamın avuçlarında olan elini hızla çekti.
"İkiside canım ikiside."

Sadi kadının yanağına elini koyup baş ve işaret parmağıyla kadının yanağını sıktı. "Oy güzel karım, sinirlenince daha güzel olan karım."
Songül yanağının acımasıyla adamın eline vurdu "Elleşme ya, kızgınım sana."
"Tamam gel öpüşelim barışalım."
Songül öpmek için yaklaşan adamın dudağına işaret parmağını koydu. "Yok busecik falan."

Sadi dudağındaki Songül'ün parmağına öpücük bırakıp geri çekildi hafifçe. Gözleri kendi üzerineki kıyafetlere değince buradan konuşarak biraz olsun konuyu da dağıtmak istedi. "Beğendin mi bari kocanı?"
"Gerçekten Sadi ne bu hal? Fötr şapka falan."
"Fötr şapka, halka küpe. Profesör Cevat Altunsay."
Songül eve girdikleri andan itibaren ilk kez gülümsemişti bu sözle "Allah Allah."

"Gül işte karıcığım böyle ya. Ama doğruyu söyle beğenmedin mi?"
"Beğendim tamam." Sadi kadına tekrar yaklaşmaya başladı "Ne kadar beğendin?"
"Bir tık beğendim ama ben kocam olan Sadi'yi daha çok beğeniyorum."
"Hıı?" Songül bu sefer adamın yaklaşmasına karşı koyamayarak dudağına derin bir öpücük bıraktı. Ayrıldıktan sonra ayağa kalktı.
"Ben odaya çıkıyorum." Songül ayağa kalkarken Sadi'nin hala oturmaya devam etmesiyle adamdaki bakışlarını çekmedi "Sen gelmiyor musun?"

Sadi gözlerini karısına çevirince dudaklarındaki tebessümü gördü. "Geliyorum tabii ki geliyorum." Songül ayağa kalkan adamın elinden tutarak önden yürümeye başladı odaya doğru. Sadi kadının arkasında uyum sağlarken karısına takılmayı ihmal etmedi. "Hani kızgındın?"
Songül muzip gülüşünü yerleştirdi dudaklarına, merdivenlerden çıkarken arkasına dönerek adama baktı. "Şimdi benim kızgın olduğum kişi Cevat Altunsay'mış. Sen Sadi'sin ama."

Songül odanın önüne gelince duraksadı, arkasını dönerek adamla göz göze geldi. Sadi gülümseyerek kadının önündeki saçına sürdü parmağını
"Sadi Payaslı ben."
Songül adamın cevabına gülümserken kocasının üzerindeki ceketin yakasını tutarak kendine çekti. "Benim kocam."
Sadi kadının öpmesiyle gözlerini kapatırken bir eliylede kapının kulpunu aramaya başladı, bulduğu gibi karısının belinden hafif kaldırarak hemen odanın içerisine adımladı.

"Sadi bak dünkü meseleyi çekmiyorum sineye haberin olsun."
Sadi arabasına yönelen karısının peşinden adımladı "Karıcığım, güzelim benim. Niye uzatıyorsun ki bitti gitti işte."
Songül kapısını açarken binmeden bekledi, yanındaki adama çevirdi gözlerini.
"Sadi bitti gittilik mesele mi bu. Ya oraya gelseydi Nejat. Seni tanıyor adam ya, düşündün mü bunu?"
"Karıcığım düşündüm düşündüm tabii ki. Zaten gelse adamı paket yapmayacak mıydınız beni tanısa nolur."

Seni Bulduğum Şehir | SadgülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin