2 gün sonraÜzerindeki elbisenin fermuarına uzandı eli, bel oyuğundan başlayarak kürek kemiklerinin ortasına kadar uzanan fermuarının takılması ile ofladı Songül.
Sadi kucağından ayırmadığı kızıyla odanın içerisinde volta atmaya başladı. Busenaz'ın pembe elbisesinin tülünü düzeltti gülümseyerek. "Çok güzel oldunuz Busenaz hanım, bugün kavalyeniz ben olayım mı?"
Kızının havadaki elini tuttu hızlıca Sadi, dudaklarına götürüp uzunca bastırdı. "Tabi ki ben olacağım, anneciğin de senin de biricik kavalyesi benim."
Songül'ün hala çıkmamış olmasıyla bileğindeki saatine çevirdi bakışlarını, geç kalacaklarını düşünerek seslendi hazırlanan karısına.
"Güzel karıcığım, yüz görümlüğü istiyorsan takabilirim bak. Ama artık çıksan mı?""İki ayağımı bir pabuca soktun Sadi ya, bekle geliyorum." Elbisenin bir türlü kapanmayan fermuarını hafif sinirle bıraktı, askısı bulunmayan elbisenin düşmemesi için göğüs kısmından tutarak yöneldi beklettiği kocasına.
Odaya girdiğinde arkası dönük olan adamla karşılaştı, Busenaz'ın yanağına kendi yanağını bastırmış pencereden dışarı bakıyordu baba kız. "Biz senin adını Naz koyduk ama annen mi nazlı acaba kızım hı? Hayır çıksın bizde görelim güzelliğini değil mi?"
Dudaklarındaki gülümseme büyüdü Songül'ün. Üzerindeki elbisede gezdirdi gözlerini, daha kocası görmeden beğenmiş olmasına kanatlandı karnındaki kelebekler. "Sadi?"
Karısının seslenmesiyle döndü arkasına Sadi. Busenaz'ın elini sıkıca tuttuğu eli gevşemeye başladı tüm bedeniyle beraber. Siyah elbisenin üzerinde gezinen mavileri göğüs kısmındaki dekolteyle buluşunca karnında usulca yanan ateşe teslim oldu.
Songül adamın üzerinde bıraktığı etkinin memnuniyetiyle gezdirdi dudakları üzerinde dilini. Sadi'nin gözlerinde gördüğü beğeniyi dudaklarına da dökmesini arzuladı. Yeniden seslendi karşısında kalakalan adama. "Sadi?"
Sadi boynunu eğdi kızına, başları birbirine yaslandı bu hareketle. "Sen de görüyor musun kızım, karşımızdaki meleği?"
Az önceki arzuyla harmanlanmış gülümsemesinde sevgi öne çıktı bu sefer. Dudaklarını kaplayan gülümsemesi ile yaklaştı kocasına. "Ya ben napacağım ama sizinle? Kalbime mi indireceksiniz siz benim?"
Tel elini ayrıdı kızının üzerinden, karısının beline doladı usulca. Dudaklarına kısa bir öpücük bıraktı hızlıca. "Duyuyor musun?"
Songül adamın dudaklarından ağırca çekti gözlerini. "Neyi?"
"Kalbimi, patlayacak birazdan."
Elbisesini bir eliyle tutmaya devam ederken diğer elini Sadi'nin gömleği üzerinden kalbine yerleştirdi. "Sakin ol kocacığım."
Songül gözlerini kızına çevirirken Busenaz'ın mavilerine gülümsedi. "Aşkım sen nasıl güzel olmuşsun böyle. Anne yesin mi seni?"
Busenaz'ın annesine uzattığı kolları göğsündeki elini bulurken Songül gülümseyerek ellerini kavradı. "Dur anneciğim."
"Karıcığım kızım haklı yalnız, sen niye gizliyorsun ki bizden?"
"Hayatım ne gizlemesi?" Songül arkasını döndü kapatamadığı fermuarı göstermek için. "Kapatamadım."
Kadının açıkta kalan boynundan omurlarınının bitişine kadar indirdi Sadi gözlerini. Dudakları arasından çıkan ıslığa Songül gülümsemeden edemezken adamın çenesini tuttu parmaklarıyla.
![](https://img.wattpad.com/cover/338210023-288-k997792.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Bulduğum Şehir | Sadgül
FanficBir Sadgül hikayesidir • Tevâfuk, birbirine denk gelme, latîfâne (hoş, zarif) bir şekilde uyum içinde olma anlamına gelmektedir. Tesadüf ise; raslantı demektir. Onların hikayesinde tesadüfe yer yoktu her şey uyum içinde denk gelmeyle başladı. #Sad...