~iki güzel şarkı bıraktım bu bölüme, dinleyerek okumanız rica olunur.
•"Hatırlıyor musun karıcığım, ilk tanıştığımızda bana nefretle bakıyordun." Songül gözlerini büyüttü yazan cümleye, bakışlarını uyutmaya çalıştığı Busenaz'a çevirdi. "Baban abartmış kızım, o kadar da kötü bakmıyordum."
"O gözlerdeki karamsarlığın, öfkenin yavaş yavaş yerini sevgiye ve mutluluğa bırakmasının benim için ne demek olduğunu bilemezsin Songül. Senden tek isteğim hep böyle güzel bakman, ve ben bunun için her şeyi yapacağım."
Göğsünün tam ortasında usul usul onu biteren ateş harlandı yeniden. "Yaptın zaten Sadi, bizi sensiz bile bıraktın." Öfkeli kadının sesini işitti Songül, acısını en ağır şekilde dışa vurmaktan çekinmeyen yanına hak verdi kısa bir anlığına. Daha sonra bunu düşündüğü için kendine bile kızacaktı oysa. "Niye yaptın ki bunu, niye önüme atladın? Ölmediysen de niye bana bunu yaşatıyorsun?"
Beliren göz yaşları damladı açık defter sayfasına. Dağılan mürekkep gibiydi her yanı da. Yağmura dönüşen her göz yaşında dağılıyordu sadece hatıra olarak kalan güzel günlerdeki mutluluğu.
Gözlerinin altına çıkardı ellerini hızlıca akan yalan yaşlarını temizlemek için. Busenaz'ın yanında ağlamayacağının kendine sözünü vermişti her bu sözü çiğnediğinde. "Saçmalama Songül, Sadi seni bile isteye üzmez."
Bu hayatta gözü kapalı inandığı tek durumdu bu, Sadi onun gözünden akan bir damlanın bile sebebi olmak istemezdi. Sıkı sıkıya tutunduğu bu ihtimal gerçekse eğer mutlaka altında çok önemli bir nedenini olduğunu çok iyi biliyordu Songül.
Düşüncelerini susturdu kızının huzursuzlanmasıyla. Busenaz'ın havadaki elinin birini tutup avucuna yerleştirdi defteri okumaya devam ederken.
"Eğer geçmişe dönebilme gibi bir ihtimalimiz olsaydı Songül tek bir şeyi değiştirmek isterdim. Seni sevdiğimi o kadar gün içinde tutmazdım, belki de ilk o gece söylerdim. Hoş ondan sonra kafama silah dayardın ama yine de söylemek isterdim. Çünkü benim için o geceden sonra sensizlik diye bir şey kalmadı. Seni seviyorum komserim.""Ben de seni seviyorum Sadi, seni çok seviyorum."
•Gecenin hafif serinliğini hissetmişti kollarında, ısıtmak ister gibi teninde gezdirdiği eli yavaş yavaş hareketine devam ediyordu. Yorulan bedenini arkaya tamamen bıraktı, kısa bir an olsa bile dinlenmek için.
Bahçenin her köşesinde gezinen gözlerine yerleşmişti yine inci taneleri. Sadi'siz geçirdiği bir günü daha uğurluyordu bu gece yarısında da. Gökyüzüne çevirdiği gözlerinden yanağına süzüldü bekleyen yaşları. Bir elinde o gün lunaparkta verilen oyuncak, diğer elinde Sadi'nin yazdığı defter...
"Bitti Sadi.
Kaç günün sonunda çıkmıştı kocasının adı dudaklarından. Ona seslenmeye, adını defalarca kez tekrar tekrar söylemeye ne kadar özlem duyduğunu hissetti, tutamadığı ağlamasının ardından.
"Yazdıklarında bitti artık Sadi."
Göz yaşlarından rahatsız olarak sildi elinin tersiyle. Bırakmadığı oyuncağa kaydı kızaran gözleri. Derin bir nefes çekti bir nebzede rahatlamak için. "Eğer bir yerlerde nefes alıyorsan bana bu da yeter Sadi."
•İki kere çaldığı kapının açılmasını beklemeye başladı Songül. Serçe parmağını sıkıca kavramış olan kızına küçük tebessümle eşlik ederken başının arkasına bastırdı dudaklarını. Kapının aralanması ile bakışlarını kaydırdı gözleri kızarık olan kadına. Günlerdir kendi halinden farksızdı Sultan'ın da hali.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Bulduğum Şehir | Sadgül
FanfictionBir Sadgül hikayesidir • Tevâfuk, birbirine denk gelme, latîfâne (hoş, zarif) bir şekilde uyum içinde olma anlamına gelmektedir. Tesadüf ise; raslantı demektir. Onların hikayesinde tesadüfe yer yoktu her şey uyum içinde denk gelmeyle başladı. #Sad...