Gördüğüm manzaranın nasıl bir açıklaması vardı bilmiyordum fakat şuan bedenimi ele geçiren korkunun dışarıdan belli olmaması için büyük bir çaba sarf ediyorum. Sanki tonlarca ağırlık yüklendiğini hissettiğim ayaklarımla adım atarken salonun ortasına ilerlemiş tuttuğum nefesim ile Osman Karapınar'ın gözlerine bakarak, "Müdürüm." demiştim, sakin kalmaya çalışırken.Osman Karapınar eliyle soldaki ikili koltuğu işaret ederek, "Zeynep Tufanlı, otur lütfen." demişti, benim kadar sakin bir ses tonuyla konuşurken. Geriye doğru bir adım attıktan sonra koltuğa oturduğumda tuttuğum nefesimi bırakarak, "Müdürüm, neden buradasınız?" diye sormuştum, durumun tehlikesini daha çok hissederken.
Osman Karapınar bir bacağını diğerinin üzerine atarak, "Seninle konuşmam gereken önemli bir konu var. Fakat öncesinde Gediz Alpay Kılıç ile birlikte ilerleyecek saha göreviniz hakkında konuşalım." demişti, gözlerime bakarak.
Başımı olumlu anlamda sallarken Gediz Alpay Kılıç'ın gözlerine baktığımda yüzünde nedenini anlayamadığım manidar bir gülümseme vardı.
Osman Karapınar gözlerime bakmaya devam ederken yumuşak bir ses tonuyla, "Evet, saha görevinde ki ilerlemelerden bahseder misin?" diye, sormuştu.
Başımı aşağı yukarı sallarken, "Göreve başladığım tarihten bu yana Kerem Karadağ Tünelde her ay düzenli olarak toplantı yapıyor. Bu toplantıya hem Tünel'in hem de Pícaro'nun üyeleri katılıyor. Bu ay alınan önemli bir karar yok. Fakat Dehliz sevkiyatının günü ve saati belli oldu. Birkaç gün önce Uygar üzerinden size de bildirdiğim gibi sevkiyat pazar günü gerçekleşecek. Onun dışında öğrendiğim yeni bir bilgi yok." demiştim, kendimi ifade ederken.
Osman Karapınar başını sallayarak, "Görevinin yedinci ayındasın. Henüz Tünel'e inemiyor oluşunun bir sebebi var mı?" diye, sordu.
"Ne gibi bir sebep?"
"İş dünyası ve magazin bünyesi Misha Olivia ve Çınar Atabey aşkı ile gündemde ki yerini koruyor. Adından bu denli söz edilen aşkın içinde güven duvarı oluşturamadın mı? Bu adam neden seni Tünel'e ya da Pícaro'ya almıyor?"
Bakışlarım Gediz Alpay Kılıç'a kaydığında yüzündeki gülümseme devam ediyordu. Neden böyle gülüyordu? Şuan nasıl bir durumun içinde olduğumu çözemiyordum. Gediz Alpay Kılıç, Osman Karapınar'a hakkımda ki gerçekleri anlatmış olabilir miydi. Belki de şuan Osman Karapınar her şeyi biliyordu ve kendince beni sorguya çekiyordu. Görevin bu aşamasında Osman Karapınar'ın bir ev ziyareti yapacağı bilgisi verilmemişti. Ki, yapmamalıydı. Bu hem benim hayatımı hem de istihbaratın bizzat kendisini tehlikeye atardı.
Osman Karapınar meraklı bir ses tonuyla, "Zeynep Tufanlı..." dediğinde bakışlarım gözlerini bulurken, "Bilmiyorum." demiştim, sorduğu sorunun cevabını vererek.
"Bilmiyorum, bir cevap değil."
Gözlerine bakmaya devam ederken, "İnanın bu konuda hiçbir fikrim yok. Ama bilmenizi gerektiren başka bir şey var." dedim, elimi havaya kaldırarak Neslihan Şeyhanlı'nın yüzüğünü göstererek.
Osman Karapınar bakışlarını yüzüğün üzerinde tutarken, "Bu nedir?" diye, sormuştu bakışlarını gözlerime çevirerek.
"Çınar Atabey'in annesinin yüzüğü, kendisi bana evlenme teklifi ettin."
Osman Karapınar kaşlarını kaldırarak, "Ne zaman?" diye, sormuştu.
Derin bir iç çekerek bir yalan daha söylemem gerektiğini fark ederken, "Biliyorsunuz biz bir Adana seyahati yapmak zorunda kaldık. Kerem Karadağ'ın düzenlediği ve Çınar Atabey'in eşlik etmek zorunda olduğu bir seyahat olduğu için bende katıldım. İşle ilgili bir şeydi muhtemelen, zaten seyahat boyunca konakladığımız otelden dışarıya çıkmadım. Neden gittiğimizi ve ne yaptıklarını bilmiyordum. Fakat Adana seyahati sırasında evlenme teklifi etti, bende kabul ettim." dedim, binbir türlü pisliğe bulaşırken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞANS OYUNU
General Fiction"Tilki gibi dostun olacağına, aslan gibi düşmanın olsun." derdi, Örgüt'ün lideri Kerem Karadağ. Bir istihbaratçı ile bir teröristin aşk hikâyesidir.