60. BÖLÜM

252 17 206
                                    


Raci Karadağ'ın verdiği haber ile masaya bir ateş gibi düşen sessizlik Kaya'nın sandalyesini geriye iterek ayağa kalkmasıyla bozulmuştu. Arkasını dönerek gitmek istediği anda ise Raci Karadağ'ın görkemli ve emredici şekilde çıkan sesi, "Otur yerine!" dediği anda, Kaya olduğu yerde kalmıştı. Birkaç saniye sonra aldığı derin nefes ile az önce iterek kalktığı sandalyeyi düzelterek yerine oturmuştu. Masadaki sessizlik kendini korumaya devam ederken duyulan tek şey çatal ve bıçak sesleri olmuştu. Karadağ konağının avlusunda yenilen yemekten sonra Raci Karadağ'ın ayağa kalkışıyla herkes kalkmıştı. Lale Hanım söze girerek, "Raci Bey, Farzad Bağdat'ı yukardaki avluda ağırlayalım." dediğinde, Raci Karadağ başını sallamıştı.

Yukarıdaki avluya geçtiğimizde aşağıdaki yemek masasından daha büyük bir masaya oturmuştuk. Sadece İrem eksikti, migreni tuttuğu için uyumaya çekilmişti. Müge de onunla beraber gitmişti. Solumda Kaya, sağımda Beyzat vardı. Kerem ise masanın başındaki iki koltuktan birisinde, hemen amcasının yanında oturuyordu. Tam karşımdaki iki koltuk ise boştu. Farzad Bağdat'ın gelişiyle ortaya çıkan sessizliğin nedenini anlayamasam da bu durumu sorgulayabilecek cesareti de gösteremiyordum.

Raci Karadağ cebinden çıkarttığı tespihini sağ eline alarak çekerken, "Aslanım." dediğinde Kerem dönüp amcasının gözlerine bakarak, "Buyur amca." demişti, avludaki sessizlik bozulurken.

Raci Karadağ ciddi ve şive kullanmıyor bir şekilde, "Eniğine söyle, bir daha benim oturduğum masada destursuz ayağa kalkmamayı öğrensin." demişti, heybetli ve tok çıkan sesiyle.

Kaya başını önüne eğmiş bir cevap veremezken Kerem de sadece başını sallamıştı. Ardından başını sallayarak konuşan Raci Karadağ, "Bu konakta elzem olan saygıdır." demişti, nasihat ederek.

Konuşmaya dahil olan Dinar, "Valla yimekten sonra da gave elzemdir. Bi' ayar da mutfağa çekmek lazım!" demişti, sitem ederek.

Raci Karadağ keskin bakışlarını Dinar'a çevirdiğinde Dinar babasına bakarak, "Yav, ben ne dedim şimdi? İyiliğinizi istiyrüm yaranamiyrüm!" demişti, kollarını göğsünün altında birleştirerek. Hayır Zeynep, gülmemelisin.

Merdivenlerden gelen ayak sesiyle bakışlarımız oraya kayarken takım elbiseli iki adam inmiş, merdivenin sağ ve sol köşelerine yerleşerek ellerini önlerinde bağlamışlardı. Ardından duyulan ve yavaş adımlarla merdivenleri inen ayak sesleriyle bakışlarımı merdivenden ayırmadan bekliyordum.

Merdivenlerden inen kahverengi takım elbiseli, Raci Karadağ kadar heybetli ve dik duruşlu bir adamın gelmesiyle Raci Karadağ hariç herkes ayağa kalkarken bende kalkmıştım. Siyaha karışmış kır saçı ile yüzüne hafif bir tebessüm yerleştiren adam, "Selamün aleyküm." diyerek masanın başına ulaştığında ayağa kalkan Raci Karadağ elini uzatarak, "Ve aleyna aleyküm selam." demişti, Farzad Bağdat'ın elini sıkarken.

O sırada masanın sonunda duran Başak neşeli bir ses tonuyla, "Baba!" diyerek masanın başına doğru koşarken kollarını Farzad Bağdat'a sarınca, kızını sıkıca sarmalayarak, "Nazlı kızım." demişti, keyifle gülümserken. Başak geriye çekilerek babasının yanağına bir öpücük bıraktığında Kerem'e bakmıştım. Kerem'in ise Kayayı izliyor oluşunu görünce bakışlarım Kaya'yı bulduğunda, eğdiği başı ile öylece dururken arada göz ucuyla babasına ve kardeşine bakıyordu.

Farzad Bağdat Başak'ın alnına bir öpücük bıraktığında Başak, "Hoşgeldin baba." demişti, içten bir şekilde.

"Hoşbuldum kızım."

Başak yeniden yerine geçerken Raci Karadağ tespih tutan eliyle önündeki koltuğu işaret ederek, "Buyrun." deyince Farzad Bağdat ceketinin düğmesini açınca Raci Karadağ ile aynı anda oturduklarında, kalan herkeste yeniden yerine oturmuştu. Kaya'ya sarılmayacak mıydı?

ŞANS OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin