Tünel'de ki masada oturan herkesin bakışları Beyzat Alamgir'in üzerine çekilirken, masada umudu olmayan tek kişi bendim. Zira benden nefret eden Beyzat Alamgir'in beni seçmeyeceği gerçeğini herkes benim kadar iyi biliyordu. Aral Mestan'ın gözlerinde gördüğüm o ışık bile karanlığımı aydınlatmak yerine beni dibe çekiyordu.Beyzat Alamgir'in uzun süren sessizliğine dayanamayan Kerem, "Neden bu kadar düşünüyorsun? Buradan bakınca kimi seçeceğin gayet net, değil mi?" diye sormuştu, tam olarak beklediğim konuşmayı yaparken.
Beyzat Alamgir geriye doğru yaslanırken, "Oradan bakınca ne görüyorsun bilmiyorum ama benim gördüğüm tek şey Kaya Bağdat'ın tehtikâr bakışları." demişti, Kaya'yı işaret ederken.
Kaya ellerini teslim olmuş gibi kaldırırken, "Bismillahirrahmanirrahim... Vallahi siz adama islamı sevdirirsiniz. Ulan iftira atma şerefsiz, bir kere olsun bakmadım gözlerine!" dedi, Beyzat'ın yüzüne ters bir bakış atarken.
Kerem derin bir nefes alarak, "Evet Beyzat, herkes senin vereceğin kararı bekliyor." demişti, ellerini cebine yerleştirirken.
Beyzat başını kaldırıp Aral Mestan'ın gözlerine baktıktan sonra Kerem'e döndü. Birkaç saniye daha öylece baktıktan sonra, "Cepheye inecek miyim?" diye, sordu Kerem'e.
"Hayır."
"Peki, kararımı açıklıyorum."
Kerem keyifli bir şekilde bakarken Beyzat'ın gözlerine, göğsü kabarmıştı.
Beyzat Alamgir keyifli bir ses tonuyla, "Madem sen beni Kaya'nın cephesinden ayırıyorsun. O zaman bende savaşın ortasında saf değiştiriyorum. Ve Kaya Bağdat'a katılıyorum, bence de orduya komuta eden Kurmay'a başaskerlik yapan kişi Zeynep Tufanlı olmalıdır." dediğinde, yüzüme düşen dehşet ile Beyzat Alamgir'in gözlerine bakakaldım.
Kerem de benimle aynı şaşkınlığı yaşarken yüzüne düşen öfkenin gölgesiyle, "Ne diyorsun lan sen?" demişti, sesini yükseltirken.
Kaya Bağdat oturduğu yerden kalkarken, "Bir dakika, demokratik bir seçim dedik. Şuan kimsenin tercihini yargılamaya hâkkın yok!" demişti, keyifli bir ses tonuyla.
Söze dahil olan Destan Kerem'e bakarken, "Abi ben sana demedim mi bizim taraf daha güçlü diye? Bak ya, hep yanlış tarafı seçiyorsun!" dediğinde Kerem masanın üzerindeki kalemi Destan'a fırlatınca, Destan oturduğu yerde masanın altına saklanınca kalem duvara çarptı.
Beyzat Alamgir beni seçti.
Aral Mestan bakışlarını Kaya Bağdat'a çevirerek, "İyi, en azından ben gitmeden önce sana az da olsa bir şeyler öğretebilmişim kuduz." dedi, göz kırparken.
Kaya Bağdat ellerini belinin arkasına alırken,
"Yanlış, keşke sen benden bir şeyler öğrenseydin de oyunun ortasında arkanı dönüp gitmenin kimseye bir faydası olmayacağını anlasaydın." dedi, Aral gibi göz kırparken.Kerem tok çıkan sesiyle, "Toplantı sona ermiştir." diyerek arkasını dönüp gittiğinde herkes ayağa kalkmıştı, Kerem kapıdan çıkarken. Onun hemen arkasından Tünel'in ve Pícaro'nun elit üyeleri de çıkarken geriye sadece kemik kadro kalmıştı.
Bakışlarım Beyzat'ın üzerine çevrildiğinde, "Teşekkür ederim." demiştim, tebessüm ederken.
Beyzat dönüp gözlerimin içine bakarken, "Sakın bu tercihimi sana açtığım bir kapı olarak düşünme, benim seninle olan hesabım kapanmadı." dedi, tehtitvari bir şekilde konuşurken.
Yüzüme yerleşen gülümseme ile, "İstediğin hesap olsun, ne zaman kapatmak istersen buradayım." dedim, içten bir şekilde.
Alara Gilyas bir bacağını diğerinin üzerine atarken, "Sanırım beş yıl içinde değişmeyen tek şey Beyzat'ın ters köşeden attığı vuruşlar olmuş. Aksi halde, size ihanet eden bir kadına oy veren diğer hiç kimsenin aklının sâlim olduğuna inanamıyorum." dedim, isyan eder bir şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞANS OYUNU
Fiksi Umum"Tilki gibi dostun olacağına, aslan gibi düşmanın olsun." derdi, Örgüt'ün lideri Kerem Karadağ. Bir istihbaratçı ile bir teröristin aşk hikâyesidir.