Kadıköy'de ki dans akademisinin önüne geldiğimde arabamı cadde üzerindeki bir sokak arasına park ettim. Anahtarımı çıkartıp güneş gözlüğümü gözüme takarak inerken aşağıya, arabanın kapısını kapatırken başımı kaldırıp birazdan gireceğim binaya baktım. Adımlarımı binaya yönlendirirken içeriye girdiğimde sol taraftaki danışmaya doğru yürüdüm. Danışmada oturan hanım ayağa kalkarak, "Hoşgeldiniz, buyrun." demişti, elini uzatırken.Yaka kartındaki ismine bakarken uzattığı elini sıkarak, "Gaye Hanım, hoşbuldum... Çınar Atabey." demiştim, danışmanın önündeki koltuğa otururken.
Gaye Hanım yerine otururken, "Çınar Bey, size nasıl yardımcı olabilirim?" diye sormuştu, samimi bir ses tonuyla.
"Dans akademinizin hocalarından Alara Gilyas ile bir randevum var."
Gaye Hanım başını sallayarak bilgisayarına döndükten kısa bir süre sonra, "Evet, dersiniz saat on birde." demişti, gülümseyip. Konuşmaya devam ederken, "Peki bu dans dersleriniz devamlılık gösterecek mi?" diye sormuştu, merakla.
"Henüz karar vermedim."
"O zaman başka bir hocamız ile çalışmanızı tavsiye ederim. Çünkü Alara Hanım, Türkiye'ye kısa bir süreliğine geldi. Kendisi akademimiz de birkaç gün workshop eğitimi verdikten sonra aramızdan ayrılacak."
Başımı olumlu anlamda sallayarak, "Biliyorum, kendisiyle daha önce de çalıştım. Fakat devamlılığın esas olması önemli değil." dedim, düşüncesini olumlayarak.
Gaye Hanım başını sallayarak, "Nasıl isterseniz, Rumba dansı için kayıt oluşturmuşsunuz. Yanınızda daha uygun kıyafetleriniz var mı?" diye sorduğunda, "Hayır." demiştim, gözlerine bakarken.
Gaye Hanım masanın sol tarafından aldığı beyaz kartı bana uzatırken, "Akademi'nin clothes bölümün giderek kendinize kıyafet kiralayabilirsiniz." demişti, tebessüm ederek.
Başımı sallayarak alırken kartı, "Teşekkür ederim." demiştim, ayağa kalkarak. Ardından ayağa kalkarak dans akademisinin sağ tarafındaki asansöre binerek eksi bire indikten sonra kendime ince ve rahat bir eşofman takımı kiraladım. Üzerimi değiştirdim. Saat on bire beş dakika kaldığında asansöre binerek üçüncü kata çıktığımda açılan kapıyla asansörden indim. Koridor boyunca yürüdükten sonra kapısında asılan yıldızın ortasında 'Alara Gilyas' yazan odanın kapısını tıklatarak, içeriye girdim.
İçeriye girdiğim bembeyaz salonun hemen karşısında duvarı boydan boya kaplı olan aynada gördüğüm yansımamın ardından başımı sağa sola çevirirken odada kimsenin olmayışıyla içeriye girip kapıyı kapattım.
Biraz daha ilerlediğimde sağ taraftaki perdenin arkasından gelen Alara'nın sesi, "Hoşgeldiniz, siz ısınma hareketlerine başlayın bir dakikaya geliyorum." demişti, hiç değişmeyen ses tonuyla ve biraz da amerikan aksanıyla.
Yüzüme yerleşen gülümseme ile aynaya ve onun bulunduğu perdeye dönerken arkamı, buraya geldiğinde yüzümü görmeyecekti. Isınma hareketlerine başlamak için önce derin bir nefes aldım. Kollarımı iki yana açarken, diyaframdan aldığım nefesi burnumdan vermeye başlarken bunu beş kez tekrarladım. Nefes egzersizini tamamladıktan sonra ellerimin parmak uçlarını ayaklarımın parmak uçlarına indirdim. Ardından doğrulup ellerimi havaya kaldırıp parmak ucumda yükselerek beş saniye de bir topuklarımı indirip kaldırdım. Ellerimi belimin arkasına yerleştirip sağa ve sola eğildim.
Duyduğum ayak sesleriyle arkamdan gelen sesi, "Kusura bakmayın, beklettim. Dans arası geçişlerde kıyafet sorunu yaşıyorum. Her ders öncesi değiştirmem gerekiyor." demişti, arkam ona dönükken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞANS OYUNU
Beletrie"Tilki gibi dostun olacağına, aslan gibi düşmanın olsun." derdi, Örgüt'ün lideri Kerem Karadağ. Bir istihbaratçı ile bir teröristin aşk hikâyesidir.