57. BÖLÜM

239 17 118
                                    

Akşam güneşinin batmasıyla bahçıvan odasına girerek elime aldığım hortumdan sonra vanayı açarak çiçekleri sularken bahçe kapısından çıkan Sibel Hanım'ın, "Misha Hanım, yemekler hazır. Başka bir isteğiniz yoksa, çıkıyorum." dediğinde dönüp gülümseyerek, "Hayır, teşekkür ederim." demiştim, başını sallayarak ayrılmıştı bahçe kapısından. Çiçekleri sulama işim bittiğinde vanayı kapatarak hortumu yerine bırakmanın ardından bahçe masasındaki telefonumu alarak salona dönmüştüm. Sibel Hanım evden ayrılırken saatin altı olmak üzere olduğunu görünce telefonumdan mesajlar kısmına girerek Kerem'e bir mesaj yollamıştım.

"Yemek sözünü unutmadın,
değil mi?"

"Söz vermemiştim,
haberleşiriz demiştim."

"Anladım, gelmiyorsun yani."

"Bilmiyorum Misha,
gelmeye çalışırım."

"Holding'den çıkmış
olman gerekmez
miydi? İşin var sanırım."

"Evet, konuşuruz sonra."

Telefonun ekranını kapatarak yatak odasına çıktığımda çalışma odasına ilerledim. Bu sabah istihbarat ile iki kere görüşme yapmıştım. Durumu bakanlık ile görüşerek bana bilgi vereceklerdi. Bu sebeple çalışma masasının çekmecesinden çıkarttığım telefon ile istihbarata bir çağrı bıraktım. İki dakika içinde çağrıya dönüş yaptıklarında aramayı cevaplarak telefonu masaya bırakırken, "Müdürüm." demiştim.

Karşı taraftan gelen ses, "Benim, Şahin Kurnalı." deyince, "Şahin Bey, nasılsınız?" demiştim, tebessüm ederek.

"İyi olduğumu söyleyemem, ülkenin gündemini ve yaşanan problemleri biliyorsun."

Yüzüme yerleşen hüzün ile, "Biliyorum, ve bundan utanç duyuyorum." dedim, iç çekerek.

"Bugün Osman Karapınar ile görüşme sağlamışsın. Detayları anlatmak ister misin?"

"Tabi."

"Seni dinliyorum."

Tıpkı Osman Karapınar'a anlattığım gibi Şahin Kurnalı'ya da; Karadağ Örgüt'ünün lideri Kerem Karadağ'ın Ünal Beyoğlu'nun kızı Neva Beyoğlu tarafından kaçırıldığını, olayın iç yüzünü anlatmıştım. Kerem Karadağ'ın kaçırılmasının ardından harekete geçen Kaya Bağdat'ın bir darbe girişimi planladığını, operasyon sürecini gözlemleyebilmek için ona eşlik ettiğimden bahsetmiş ve operasyon hâlindeyken olup biten her detayı anlatmıştım.

Şahin Kurnalı derin bir nefes alarak, "İç işleri bakanlığına darbe girişimini yapan Kaya Bağdat mıydı, Faris Lider German mı?" diye, sorduğunda birkaç saniye sessizliğin ardından, "Faris Lider German." demiştim, nefesimi vererek.

"İstihbarat bu darbeyi Kaya Bağdat'ın yaptığını düşünüyor."

"Hayır, kendisinin darbeyle bir alakası yok."

"O zaman sen Faris Lider German ile katıldın operasyona, doğru mu anlıyorum?"

"Evet efendim."

"Pekala, Faris Lider German'ın yüzünü görmüş olmalısın."

Bakışlarımı odada gezdirdikten sonra yutkunurken, "Hayır, göremedim. Kendisi Tarabya'ya Pícaro'nun helikopteri ile geldi. Geldiğinde yüzü kamufle edilmişti, ayrıca ses değiştirme cihazı kullanıyordu." dedim, yalan söylemek zorunda kalarak.

Şahin Kurnalı derin bir nefes alarak, "Faris Lider German nerede?" diye, sormuştu.

"Bu konuda bir bilgim yok. Darbe girişimindeki taarruz Cumhurbaşkanı Cerrah Ata Kolcu tarafından durdurulup ateşkes ilan edilğinde biz askeri bir helikoptere binerek adresini saptayamadığım bir su deposuna iniş yaptık. Faris Lider German depoda eş zamanlı değişim yaparak Ünal Beyoğlu'nu teslim ettikten sonra liderleri Kerem Karadağ'ı aldı. Aynı helikopter ile Tarabya'ya iniş yaptık, Çınar Atabey'in konağına."

ŞANS OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin