Yeliz Elçin Pirehan'ın masaya dahil oluşuyla birlikte şaşkına dönen Beyzat Alamgir karşısında duran Yeliz'in gözlerine bakarken, "Senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu? Sen kimin tarafındasın Yeliz? Abim dediğin adama ihanet eden bir kadının tarafında mı?" diye sordu, hırsla konuşurken.Yeliz başını iki yana sallarken, "Evet, ihanet etmesine rağmen masanın başındaki koltuğuna oturan Kerem Karadağ'ın yanındayım." dedi, Beyzat'ın gözlerine bakarken.
Beyzat başıyla Kerem'i işaret ederken, "İyi o zaman, abin kimin tarafında izle de gör." demişti, sert bir ses tonuyla.
Beyzat bakışlarını Kerem'e çevirerek, "Kimin tarafındasın?" diye sordu, büyük bir ciddiyetle.
Kerem oturduğu yerden kalkarak Beyzat'ın karşısına geçerken, "Bu masada oturuyor olmam taraf değiştirdiğim anlamına gelmez. Ve sen bu masaya oturduğunda Zeynep Tufanlı'yı affetmiş olmayacaksın. Eğer senin nazarında biraz olsun hatrım kaldıysa, otur şu masaya. Çünkü sen bu masaya oturmazsan, diğer herkes bu masadan kalkacak. Belki herkesi alıp gideceksin ama Yeliz seninle gelmeyecek. Ve sen öfken uğruna, Yeliz'i kaybedeceksin." dedi, açıklama yaparak.
Beyzat başını iki yana sallayarak, "Hayır, ben Yeliz'i kaybetmiş olmayacağım. O beni kaybedecek." demişti, kendinden emin bir şekilde.
Kerem derin bir nefes alarak, "Beyzat yanlış yoldasın." demişti, nasihat etmek ister gibi.
Beyzat kaşlarını havaya kaldırıp, "Ben yanlış yoldayım, sen doğru yolda mısın? Madem doğru yoldasın, neden sürekli kayboluyorsun? Sana n'oluyor Kerem? Sen bu kadar kör bir adam değilsin. O kadının bize yaptığı ihanetin bir açıklaması olabilir mi? Yapılan açıklama kabul edilebilir mi?" diye, bağırdı.
Ardından bakışlarını masaya çevirerek diğerlerinin gözlerine bakarken, "Hadi bu adam aşık oldu, gözü hiçbir şeyi görmüyor! Ulan size n'oluyor? Size n'oluyor amına koyayım? Ya siz farkında mısınız bilmiyorum ama bu kadın Kerem'e aşık olmasaydı, aramıza sızdığı günden bu yana öğrendiği her bilgiyi istihbarata verseydi şuan hepimizin kimliği ifşa olmuştu! Belki bir çoğumuz ülkeden sürgün edilip idam edilecektik. Kalanlara n'olacak sanıyordunuz? Onlarda kodeste yatacaktı! Hepimizin hayatı sikilecekti! Ulan tamam, hiçbir şey anlatmamış! Bizi istihbarata satmamış! Amenna! Sırrımıza ortak olmuş, kimliklerimizi vermemiş! Ona da amenna! Ama siz neden hep bardağın dolu tarafından bakıyorsunuz? Biraz da boş tarafından bakın! Bakın ve şunu o küçük beyinlerinize sokun! Sizin hepimizin hayatı Zeynep Tufanlı'nın Kerem Karadağ'a duyduğu aşkın süresine bağlı! Bu kadın bu adamı sevmekten vazgeçtiğinde, arkasını döneceği ilk şey siz olacaksınız! Hepinizi satacak! Sizin ben kör gözünüzü sikeyim, siz bunu nasıl göremiyorsunuz ya?" diye, bağırdı.
Sandalyemi geriye iterek ayağa kalktığımda, "Bir an olsun pişman olacağımı hissetsem bir teröristten hamile kalacak kadar aptal değilim. Hadi kaldım, o çocuğu doğuracak kadar kansız da değilim! Ama aşığım Beyzat! Ve bu aşk öyle senin sandığın kadar basit bir aşk olsaydı, günlerdir bana yaptığınız eziyete katlanmaktansa, bir şekilde istihbarata haber vermek için debelenirdim! Haber veremedim diyelim, kafama sıkar bana yapılan bu muameleden kurtulurdum!" dedim, kendimi ifade ederken.
Beyzat gözlerimin içine öfkeyle bakarken,
"Senin için elzem olan, ölmendi. Kaya'nın seni Zetra'ya götürdüğü gün, infaz edilmeliydin!" dedikten sonra başını Kerem'e çevirerek, "Emir ver infaz edilsin, kurtul artık şu kadından!" dedi, bağırarak.Kerem Beyzat'a dokunmaya çalıştığında Beyzat kendini geriye çekerken, "Dokunma, emir ver infaz edilsin!" dedi, tekrar bağırırken.
Yeliz Beyzat'ın önüne geçerek, "İnfaz edilmesini istediğin kadın hamile! Hem de Kerem Karadağ'ın çocuğunu taşıyor! Sen ne ara bu kadar gaddar bir adam oldun?" dedi, hayal kırıklığına uğramış bir şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞANS OYUNU
Fiksi Umum"Tilki gibi dostun olacağına, aslan gibi düşmanın olsun." derdi, Örgüt'ün lideri Kerem Karadağ. Bir istihbaratçı ile bir teröristin aşk hikâyesidir.