Damla dizlerinin üzerine döndükten sonra ellerini yere koyup ayağa kalktığında Çınar'ın sağ dizine attığı tekme ile, "Çınar salak mısın sen? Kaya en başından her şeyi bilmesi gerekiyor demedi mi?" diye bağırdığında Çınar ayağa kalkıp Damla'nın kolunu tutarak, "Bu bilgileri örgütün güvenilir üyeleri bilebilir, aramıza girme ihtimali olup olmayan birileri değil!" diye bağırdı.Damla kolunu kurtarıp, "Ne hâliniz varsa görün." diye çemkirdikten sonra az önce yere düştüğü sandalyesine bir tekme atarak odadan çıktığında Çınar Kaya'ya dönerek, "Damla'ya söyle, kendine gelsin artık. Eğer ben konuşursam ağır konuşurum." dedi.
Kaya derin bir iç çekerek, "Tamam konuşurum." dedi. Sonra da, "Bana bir ağrısı kesici yapsana." dediğinde Çınar odadaki iki kapaklı beyaz dolaba ilerledikten sonra ilk çekmeceden çıkarttığı malzemeler ile yatağa geldiğinde içinden çıkarttığı şişeleri birbirine karıştırırak bir şırınganın içine çekti. Ardından şırıngayı Kaya'nın serumuna batırarak ilacı içine enjekte etti. Dönüp Kaya'nın yüzüne bakarak, "Ağrın fazlaysa, lokal ağrı kesici yapayım mı?" diye sordu.
Kaya başını olumsuz anlamda sallayarak, "Şimdilik gerek yok, biraz uyuyacağım." dedi. Çınar başını sallayarak, "Tamam." dedikten sonra çöpleri bir kutuya atarak bana döndü. Başıyla onu takip etmem gerektiğine dair bir işaret yapınca ayağa kalktım fakat vücudumun titrediğini hissediyordum. Birlikte odadan çıktığımızda kolumu tutarak beni yeniden merdivenlere yönlendirdiğinde üçüncü kata çıkmıştık. Bu katta olan büyük terasa doğru yürüyüp sürgülü kapıyı açtığında içeriye girdik. Camlarla çevrili kapalı ve koltukların olduğu büyük bir terastı. Kolumu bırakıp büyük berjere oturduğunda ben öylece ayakta dikilmiştim.
Eliyle karşısındaki berjeri işaret edip, "Otur." dedi. Ondan emir almaya hazırmış gibi gösterdiği yere oturduğumda cebinden çıkarttığı sigarayı yakınca, "Acıktım." diye mırıldandım iki gündür hiçbir şey yemediğimi fark ederek. Cebindeki telefonunu çıkartıp bir şeyler yaptıktan sonra kulağına götürerek, "Damla." dedi. Ardından da, "Dışarıdan yemek söyle, masayı bahçeye hazırlasınlar." dedikten sonra kapattı.
Bana dönerek gözlerimin içine bakacakken, "Evine geldiğimde konuşacağım konuyu öğrenmiş oldun." dedi.
Başımı sallayarak, "Örgüt konusu." dedim sessizce. Bana örgütten bahsedecekti. Sigarasından bir nefes daha çektikten sonra dumanı dışarıya bırakırken, "Şimdi seninle uzun uzun konuşacağım. Bu konuda seninle yapacağım ilk ve son konuşma olacak. Neyi merak ediyorsan sorabilirsin çünkü daha sonra sorduğun hiçbir soruya cevap alamazsın." dedi, son cümleyi tane tane söylerken. Sadece başımı salladım.
Yeni bir nefes aldığı sigarasını külünü ortadaki küllüğün kenarına bıraktıktan sonra bir bacağını diğerinin üzerine atarak, "Karadağ örgütünü biliyor musun?" diye sordu. Başımı sallayınca, "Nereden?" diye sordu. "Televizyondan." dedim.
Emin olmak istercesine "Haber kanallarından yani." diye sordu. Sakin bir tavırla, "Hı hı." diyebildim. Damla'nın söyledikleri beynimin içinde yankılanmaya devam ettiği için konuşacak mecalim yoktu.
Sigarasından aldığı nefesten sonra izmaritini küllüğün içine bastırarak yeniden geriye yaslandı. Gözlerimin içine bakarken, "Karadağ çok büyük bir örgüttür Misha. Hem Türkiye'de hem de Avrupa da bilinen, silahlı ve savunma mekanizmasının Rusya kadar güçlü bir örgüt olduğunu bilmelisin." dedi.
"Bu örgütü, liderleri Kerem Karadağ mı kurdu."
Yüzündeki tebessüm ile, "Hayır." dedikten sonra iç çekerek, "1964 yılında Renas Karadağ tarafından Adana'da kurulan bir örgüt, örgütün adı Adana'daki aşiretleri Karadağ isminden geliyor zaten. Yıllarca aşiretin ve örgütün başında yer alıyor fakat ölünce yerine oğlu Reha Karadağ geçiyor. Reha Karadağ da çok erken yaşta kaybetmiş hayatını, o da koltuğunu oğlu Kerem Karadağ'a emanet etmiş. Zaten örgütün en parlak dönemi 2013'de başlıyor. On sene önce babasını kaybeden Kerem Karadağ örgütü Adana'dan İstanbul'a taşıyor. Yeraltında başardığı büyük işlerden sonra Avrupa'ya kadar ilerliyor. Şuan hâlâ örgütün başında, işlerini yürütmeye devam ediyor." deyince, derin bir nefes aldım. Yıllarca arayıp bulamadığım her bilgiyi Çınar Atabey'den duyuyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/349784891-288-k944593.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞANS OYUNU
Ficção Geral"Tilki gibi dostun olacağına, aslan gibi düşmanın olsun." derdi, Örgüt'ün lideri Kerem Karadağ. Bir istihbaratçı ile bir teröristin aşk hikâyesidir.