Yüzüme yerleştirdiğim umursamaz bir ifadenin ardından baktığım yeşil gözlerde gördüğüm o ateşi ömrüm boyunca unutmayacağım. Öyle ki, boynunda belirginleşen damarın görüntüsü de uzun bir süre kalacaktı aklımda. Gaza eliyle başını kaşırken basılmışız gibi bir his vererek, "Çınar," demişti. Bir cevap vermeyen o yeşil gözlere bakarak, "Neden geldin?" diye, sordum Gülce'nin evinde yaşadığımız her bir anı hatırlatmak ister gibi. Benim o geceki hâlimin aksine sessiz kalmayı tercih edecek gibiydi. Ya da bilemiyordum, belki de fırtınadan önceki sessizlik durağındaydık.Çınar bir saniyeliğine kapattığı gözlerini açarak, "Misha." demişti burnundan solurken. Kaşlarımı kaldırıp kollarımı göğsümün altında birleştirirken, "Evet Çınar, bir soru sordum. Neden geldin?" demiştim, yüzümdeki iplemez duruş ile.
Çınar bir anda belindeki silaha davranıp eve girerek Gaza'nın boğazına yapışmış ve namlusunu da kafasına dayamıştı. Şaşkınlıkla araladığım dudaklarımdan, "Çınar!" adı dökülmüştü, endişe içinde. Gaza'nın sırtını duvara yaslayarak boğazını sıkarken silahın emniyetini açarak, "Senin adamlığını sikeyim," diye bağırmıştı, var olan bütün gücüyle.
Elimi Çınar'ın eline koyarak Gaza'nın boğazından ayırmak istercesine çekerken gücümün yetmediğinin farkındaydım. Çınar'ın Gaza'yı vuracak olma ihtimalinin ne kadar yüksek olduğunu anlayınca yaptığım plandan pişman olmuştum. Benim yüzümden Güney'e bir şey olursa bunu nasıl atlatabileceğimi düşünemiyordum. Çınar'ın elini çekmeye çalışırken, "Çınar yapma," demiştim, sesimdeki korkuyu belli ederek.
O an kapıdan içeriye koşturarak giren Kaya telaşla bağırarak, "N'oldu? Kim öldü, kim yaralı? Yetiştim mi?" dedikten sonra bizi gördüğünde koşarak yanımıza gelip, "Çınar!" dedi, endişeyle.
Çınar bizi duymuyor bir hâldeydi. Gözleri Gaza'nın gözlerine sabitlenmiş sinirden soluğu nefes ile, "Sana Misha'dan uzak durmanı emretmiştim." dedi, kükreyerek. Kaya Çınar'a arkasından sarılarak onu çekmeye çalışırken o dahi oynatamıyordu yerinden. Bir koluyla beline sarılmış diğer koluyla da Çınar'ın elindeki silahı indirmeye çalışırken, "Çınar bırak şu adamı. Aferin sana Misha, katil edeceksin adamı!" dedi.
Şaşkınca Kaya'nın gözlerine bakarken kaşlarımı da çatmıştım. O da söylediği şeye şaşırmış olacak ki, "Ne diyorum ya ben? Çınar zaten katil, hemde serisinden." dedi, kendine kızarak. Ardından da yeniden onu çekiştirmeye çalışarak, "Çınar indir şu silahı, oturup sakince konuşalım." dedi, derin bir nefes alarak.
Çınar silahın namlusunu Gaza'nın şakağına sert bir şekilde vurarak, "Ben bu piçi öldürmeden bırakmam Kaya." dedi, kendinden emin bir şekilde. Gaza Çınar'ın gözlerine bakarak, "Kim olarak yapacaksın bunu, merak ettim doğrusu. Hangi vasıfla mesela, ne için vuracaksın beni?" dedi, imalı bir şekilde gülümseyerek.
Kaya şaşkınlıkla bakarken Gaza'nın yüzüne, "Amına koyayım sussana, karıştırma ortalığı! dedi, bağırarak. Ardından bana dönerek, "Misha, söyle Gaza'ya gitsin. Çınar'ın şakası yok, sıkacak şimdi." dedi, endişeyle.
Gaza'nın gözlerine bakarak, "Yapma tamam, söyleme bir şey. Görmüyor musun gözü dönmüş, vuracak seni." dedim, yalvarır gibi.
Çınar Gaza'nın şakağındaki silahı indirip Kaya'ya dönerek yüzüne bir kafa attıktan sonra, "Tarabya'ya götür şu piçi, depoya kapatacaksın!" dedi, bağırarak. Kaya ise acıyla inlerken burnunu tutuyordu. Burnundan oluk oluk akmaya başlayan kan ile, "Siktir." demişti, kendi kendine. Arkamı dönüp salona koşturarak Gaza'nın yerdeki gömleğini ve pantolonunu alıp yanlarına dönerek Gaza'ya uzattım.
Kaya'nın yanına giderek elini tutarken, "İyi misin?" diye sordum, o kadar çok kan geliyordu ki, burnunun kırılmış olma ihtimali çok yüksekti. Kaya burnunu elinin tersiyle sildikten sonra Gaza'nın gözlerine bakarak, "Yürü amına koyayım, gidiyoruz." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞANS OYUNU
Ficção Geral"Tilki gibi dostun olacağına, aslan gibi düşmanın olsun." derdi, Örgüt'ün lideri Kerem Karadağ. Bir istihbaratçı ile bir teröristin aşk hikâyesidir.