"Durun!"
Aiden'ın bir anda verdiği kararla, masadan fırlamak üzere olan Eizo ile Vergil ve çoktan hızlı adımlarla restoranı yarılamış Riley, olduğu yerde kaldı. Aiden, Carla'ya aslında ne olduklarını göstermek istemiyordu.
Başını omuzunun üzerinden Aiden'a çeviren Riley, bakışlarıyla itiraz etti. Yolun ortasında beliren geçitten dışarı fırlayan iblis, restorana doğru yaklaşıyordu. Riley, cama yakın konumda bulunan sivillerin en yüksek riskte olduklarına karar verdi ve onlara yöneldi. "Hepiniz burayı boşaltın, acele edin!" Hemen ardından Vergil'a eliyle diğer masaları işaret etti. Uyuyanlara şok eritici emir verilmezse, izdiham çıkartacaklarını tahmin etmek zor değildi.
Ezio, Judy'nin yanına ilerledi. "Senden sakin olmanı ve uyuyanların kontrollü bir şeklide dışarı çıkışını yönetmeni istiyorum." Hemen ardından Riley'ye yardım etmek için hareketlendi ve Aiden'ın yerine geçici bir süre üstlendiği liderliği kabul etti. Masadan uzaklaşırken Aiden'a döndü ve Carla'yı kastederek, "Çıkart onu buradan." dedi. Aiden'ın tereddüttü ve birimin tepkisiz kalmasını istemesi kesinlikle kabul edilebilir değildi fakat şu an önceliği, iblisi alt etmekti. Riley'nin yöneldiği masanın yanındaki masaya doğru koştu ve uyuyanları emirlerle uyararak yapmaları gerekenleri tekrarladı.
Restorandaki uyuyanlar, Judy'nin talimatları doğrultusunda dışarı çıkarken, Riley kaldırıma ulaşmış iblise karşı nasıl bir savunma yapacaklarını planlıyordu. Onu restoran içine çekmek şu an için en akıllıca yöntem olacaktı. Bazı uyuyanların kameralı telefonlarına sarıldıklarını görünce, "Her ihtimale karşı yüzünüzü gizleyecek bir şeyler bulun," dedi diğerlerine ve en yakındaki masaya yöneldi. Servis tabaklarına yerleştirilmiş kumaş peçetelerden birini hızla kapıp katlarını açtı. Neyse ki kumaşlar genişti ve bir bandana gibi yüzünün yarısını rahatlıkla sarmış, uç kısımları arkada düğümlenmişti. Ezio, Vergil ve Judy'de aynısını yaptı. Riley masaya çıktı ve camın ardında duran, koşuşturan kalabalığa gidip gitmemek arasında tereddütte kalan iblisin dikkatini çekmeye çalıştı.
"Onu içeri çekecek," diye Ezio'ya doğru bağırdı Vergil. "Masaları kullanalım."
"Riley'ye yardım et, geçidi ben açarım." Ezio, restoranın ortasındaki masaları teker teker Vergil'ın ulaşabileceği noktaya doğru iteleyip geniş bir alan açmaya başladı. Aklına bir anda Judy gelince ona dönüp, "Ne olursa olsun, iblise sakın yaklaşma." diye uyardı. Judy henüz avcı eğitimi almamıştı ve iblise saldırmak gibi bir delilik yaparsa, onlara ayak bağı olmaktan başka hiçbir işe yaramazdı.
Son uyuyanı da dışarı çıkartan Judy, tekrar diğerlerinin yanına döndü. Camın önünde duran silüeti görünce bir anda dona kaldı: geçmiş anıları canlanmış, omuzunda tanıdık bir sızı belirmişti. Fakat bu sızı tamamen psikolojikti. Geri attığı adımların ardından korku hissi yüzünden kontrol edemediği saf enerjisi, göz irislerine altın rengi çizikler olarak yansıdı. Ezio'nun itelediği masalardan birine çarpana dek geri adımlar attı ve sonunda kıpırtısız bir halde, Riley ile iblisi izledi.
Riley, hareketlerini kısıtlamaması için ceketini çıkartıp masanın üzerine attı ve fırlatacak bir şeyler aradı. Ceketinin yanında duran şarap şişesi gözüne çarpınca eğildi ve şişeyi kavrayıp cama doğru fırlattı. Kırılan cam parçaları içinden fırlayan yeşil şişe iblisin tam başına isabet etti ve parçalandı. Kırmızı sıvı iblisin postuna yayılıp kaldırıma damlarken, Riley "Hey, Bok çuvalı! Buradayım!" diye bağırdı.
İblis sinirli bir homurtu çıkartıp restoran camından içeri atladı. Tam zamanında önünden çekilen Riley'yi kıl payı yakalayamamıştı. Masalardan birini silah olarak almış Vergil, bağırarak iblisin üzerine koştu ve masayı gövdesinde parçaladı. Fakat iblis pek de etkilenmişe benzemiyordu. Bu sırada dikkati Vergil'a yönelen iblisin sırtına tırmanan Riley, kolunu boynuna sardı ve tek boynuzunu kavrayıp başını geriye yatırdı. Yine de iblisi kontrol etmesi pek mümkün değildi çünkü bu ibliste tuhaf bir şey vardı. Saf enerjisini serbest bırakınca, tenine gizlenmiş dövmeleri kabardı ve tıpkı gözleri gibi sarı parıltılar saçtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(KYS) Ekklesia Ankáthi (GxG)
Fantasi"Tanrı'nın kutsal ışığında parıldayanın yozlaşması an meselesidir. İblis, melek ya da insan; düşünen her varlığın en ilahi laneti, Tanrı'nın sunduğu üstün mevkiyi ve gücü, kendi iradesiyle dengede tutmaya çalışmaktır." Vatikan'a bağlı iblis melezi a...