3. Bölüm (I)

105 22 17
                                    

Salondaki kalabalık hızla azalırken, Judy, zemine en yakın sıradaki koltuklardan birine yöneldi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Salondaki kalabalık hızla azalırken, Judy, zemine en yakın sıradaki koltuklardan birine yöneldi. Titreyen bacaklarına oturunca yayılan tuhaf heyecan dalgasını fark etmesine müsaade etmeyecek kadar yoğun düşünceler dönüp duruyordu aklında. Etrafından geçen din adamlarının kimi ona nefret dolu bir yüzle kimisi de acıyarak bakıp çıkışa doğru ilerliyorlardı. 

         Son kişide salondan çıkınca, Aiden, Ezio ve Vergil'a başıyla kapıyı işaret etti. Gözlerini Judy'den ayırmadan kapının yanındaki duvara yaslandı ve kollarını göğsünde birleştirdi. 

         Sessiz geçen uzun dakikalardan sonra Judy nihayet kendine gelmeyi başardı ve bakışlarını hızla kaldırıp etrafa bakındı. Aiden'ın meraklı yüzünü görünce içi rahatladı ve derin bir nefes aldı. "Şimdi ne olacak?" 

         "İkinci çağrıya kadar, Milano'ya geri döneneceğiz." diye yanıtladı Aiden. Hemen ardından gözleri kısılır gibi oldu. "Sen de bu bekleme süresi boyunca eğitime başlayacaksın." 

         Judy'nin kaşları kalktı. "Ne eğitimi?" 

         Aiden, kaygıyla alt çenesini oynattı. "Mahkeme, artık bizim gibi bir avcı olduğuna karar verdi." 

        Judy öne eğildi ve dirseklerini dizlerine dayadı. "Bu nasıl olur? Ben bunu istemiyorum-" 

        "Artık isteklerinin bir önemi yok, Judy." diye kestirip attı Aiden. 

         Birkaç saniye süren sessizliğin ardından Judy başını kaldırdı ve Aiden'a baktı. "Hiçbir yolu yok mu?" 

        Aiden başını iki yana salladı. "Hayatın artık eskisi gibi olmayacak." Judy'yi tepeden tırnağa süzdü. "Reflekslerinden düşüncelerine; hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak, Judy. Sen yeniden doğdun." 

        Judy'nin yüzü buruştu ve omuzları düştü. Gözlerini sıkıca yumup nefesini tuttu ve birazdan uzun süren bu kabustan uyanacağı konusunda kendini şartladı. Fakat gözlerini açtığında aynı koltuktaydı ve Aiden'da tam karşısında duvara yaslanmış, ne yaptığını anlamaya çalışır gibi onu izliyordu. "Bu, çok fazla," diye sızlandı. Başını ellerinin arasına alıp ileri geri sallandı. "Anlam veremiyorum, hiçbir şeyi anlayamıyorum. Kafam o kadar karışık ki," omuzunda hissettiği ağırlıkla ellerini başından hızla çekti ve çenesini kaldırdı. Aiden tam dibinde, eli de omuzundaydı. 

        "Seni anlayabiliyorum." dedi dingin bir ses tonuyla, Aiden. Tek dizi üzerine çöküp yüzünü Judy'nin yüzünün hizasına indirdi. "Söz veriyorum, bütün bu süreç boyunca yanında olacağız. Artık sen, bir Ekklesia Ankáthi'sin." 

        Dudaklarını birbirine bastıran Judy, "Şu son dediğin," dedi, çekinerek. "Ne anlama geliyor?" 

        "Çağırılmış Dikenler." diye yanıtladı Aiden. Doğrulup elini Judy'ye uzattı ve "Aileye hoş geldin." deyip bekledi. 

(KYS) Ekklesia Ankáthi (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin