(II)

88 20 51
                                    

Katedralin tam önünde duran arabadan ilk inen Riley oldu. Judy'nin oturduğu tarafın kapısını açtı ve şiddeti daha da hızlanan yağmurun altında, katedralin önündeki meydanda koşmaya başladılar. Arka kapıdan içeri girmeleri ve yatakhaneye ulaşan koridoru geçmeleri yirmi dakikalarını almıştı. Yatakhaneye ulaştıklarında ikisinin de kıyafetleri ve saçları yoğun derece nemliydi. 

          İçeri ilk giren ve yatağına yönelen Riley oldu. Yatakların ortasındaki boşlukta ilerlerken cepkeninin düğmelerini açmaya başlamıştı bile. Gömleğini de çıkartıp yatağının yanındaki dolabı açtı ve alt rafa gelişi güzel attı. 

         Bu sırada kendi yatağına yönelen Judy, göz ucuyla Riley'ye baktı. Beyaz tenine zıt bir siyahlıkta olan sütyeni ve pantolonuyla kalmıştı. Vücudu dikkat çekecek kadar kaslı sayılmazdı fakat hepten de cılız değildi. Judy, küpelerini çıkartıp komodine bıraktı ve tekrar Riley'ye baktı. Yaptığının etik olmadığını biliyor, elinde olmadan bakışları ona yöneliyordu. 

        Bacaklarına sürtünerek aşağı inen pantolonu görünce, kanın yanaklarına hücum edişi bir oldu. Riley'nin çekinmesi gibi bir şeyin söz konusu dahi olmayacağını artık anlamıştı fakat onu ilk kez bu kadar çıplak görüyordu. En azından bakışlarını sırtında tutarsa bir nebze utanmazlığına kılıf bulacağını düşünüyordu. Gözleri Jessica'nın sebep olduğu ve yeni iyileşmiş yara rengini almış sıyrıklarda gezinirken, bir anda siyah külot detayı görüş alanına girdi. Yutkunma ihtiyacını giderip gözlerini biraz daha aşağı indirdi. Bacakları da sırtı gibi yara bere ve dikiş izleriyle kaplıydı. Bir an kendi vücudunun da ileride böyle olacağından korktu. Derken, Riley önünü döndü. 

          "Banyoyu önce ben kullanacağım." 

      Judy başını salladı ve yere baktı. Riley'nin onu yakalamamış olması için sıkıntılı ve sancılı bir dua anına giriş yapmıştı. Adım seslerinden Riley'nin banyoya yürüdüğünü anlamıştı ama ona bakmaya cesaret edemedi. Yüzünü yatakhane kapısına dönüp soyunmaya devam etti. Elbisesini çıkartıp kuruması için ayaklı askılığa astı, yatağın önüne bıraktığı tek topuğu hala üzerinde sallanan ayakkabıları ayak ucuyla yatağın altına doğru iteledi ve dolaptan temiz havlu takımı aldı. Yatağa oturup Riley'nin çıkmasını beklerken, aklında Riley'nin son görüntüsü vardı. Görebildiği kadarıyla karnında ve ön bacaklarında da oldukça fazla sıyrık ve dikiş izi vardı. Bu görüntü onu oldukça korkutmuştu. Kendi vücudunun böyle izlerle dolu olması korkunçtu; ama kendine şaşırarak itiraf ettiği başka bir gerçek de Riley'nin bu halinin nedense hoşuna gitmiş oluşuydu. Gördükleri üzücüydü ama Riley'ye ilgisini daha da arttırmıştı. 

Ertesi gün Judy'nin eğitimi resmi olarak başladı ve bir avcının savunma ve saldırı konusunda temelde bilmesi gerekenleri öğrenmeye başladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ertesi gün Judy'nin eğitimi resmi olarak başladı ve bir avcının savunma ve saldırı konusunda temelde bilmesi gerekenleri öğrenmeye başladı. Riley'nin kontrolünde esnedi ve Vergil'ın yönlendirmeleriyle kaslarını çalıştırdı. Neyse ki geçmişten bu hareketlere aşinaydı ve fazla uğraşması gerekmedi. Vücut egzersizleri bitince, Ezio önüne yığınla kitap bıraktı ve bir köşeye çekilip okumaya başladı. 

(KYS) Ekklesia Ankáthi (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin