(II)

93 20 11
                                    

Smokin giyinmiş mağaza görevlisi, Riley'yi görünce kapıyı ardına kadar açtı ve içeri girmelerini bekledi. Judy çekingen adımlarla mağazaya girerken, Riley'yi tanıyan başka bir çalışan saniyeler içinde dibinde bitiverdi. 

       "Hoş geldiniz," 

       "After Life uygun mu?" 

      Mağazanın ön kısım çalışanları, After Life'ın sadece varlığından haberdardı. Özel kısımda ne olduğu, müşterilerin kim olduğunu, mesleklerinin ne olduğunu hiçbiri bilmezdi. Ön kapıdan giren After Life müşterilerinin yüzlerini unutmak konusunda da katı şartlı sözleşmelere imzalar atmışlardı. 

       Riley'ye hızlı adımlarla yaklaşan mağaza sorumlusu, bizzat Vatikan tarafından mağazaya atanmış ve avcılara hizmet için gizlilik yemini etmiş kişilerdendi. Çalışana başıyla belli belirsiz bir işaret verdi ve çalışan mağazanın halka açık kısmını paravanla ayıran duvarın arkasındaki kapıyı açıp ön tarafa yöneldi. Hemen ardından elini Riley'ye uzatıp, "Sizi burada görmekten çok memnunum," dedi. Yüzünde cümlesini destekler nitelikte memnun bir gülümseme beliriverdi. 

       Riley iç cebinden çıkarttığı, üzerinde Ekklesia birimi sembolünün kabartması olan iri altın mührü kadının avucuna bıraktı. Başıyla Judy'yi işaret edip, "Henüz satışa çıkmamış ve elinizdeki en iyi parçaları, uygun takılarla beraber." dedi. 

        Kadının gülümsemesi büyüdü ve Judy'ye yaklaştı. Vücudunu baştan aşağı alıcı bir gözle süzüp, "Çok şanslısınız, mükemmel hatlarınız var. Vücut tipinize en uygun modellerimizden son kalanlar hâlâ mağazamızda mevcut," 

        Riley'nin yüzü aniden asıldı. "Daha önce başka birinin aldığı bir kıyafeti istemiyorum." 

        Kadın ani bir panikle, "Fakat efendim, hanımefendiye sunacağım kıyafetin diğer örneğini tıpkı sizin gibi başka bir avcı-" 

       Riley ani ama kısa bir hareketle elini kaldırdı ve kadının sözünü yarıda kesti. "Gerekirse yeni bir çizim yapılsın." 

       Kadın başını hafifçe eğdi ve bozulan gülüşünü toparlamaya çalıştı. Avcıların ciddiyetlerinin bilincindeydi. "Tabii ki, nasıl isterseniz." Judy için sunacağı kıyafetleri aklından teker teker geçirirken, eşleri olmayan tasarımları hatırlamak için olağanüstü bir çaba sarf ediyordu. Gülümsemesini bozmadan Judy'ye döndü. "Ayakkabı numaranızı öğrenebilir miyim?"  

        Judy, kadına gülümseyip başıyla teşekkür etti. "Otuz altı."  İlk kez bu kadar pahalı bir mağazadaydı ve böyle ayrıcalıklı hissettiriliyordu. Kadının yönlendirmesiyle, özel odaya açılan kapıya doğru yürüdüler ve içeri girdiler. Kapının diğer yanında onları daha gösterişli bir dünyaya çıkartacak merdivenler bekliyordu. Merdivenleri çıkıp krem rengi duvarlarında tablolar asılı, sarı ve loş bir ışıkla aydınlatılmış kısa koridora ulaştılar. Koridorun sonunda ardına kadar açılmış iki kapı ve iki kapının ardındaysa özel isimlere hizmet veren bir oda vardı.

        Elleri ceketinin cebinde ve arkada ilerleyen Riley, Judy'nin aniden durup arkasına bakmasıyla aynı anda durdu. Hafifçe ona doğru eğildi ve "Ne oldu?" diye sordu.  

       "Ben bunu kabul edemem. İleride ödeyebilecek durumum olsa da buna gerek yok." dedi Judy, çekinerek. Yanlarında durmuş endişeli bir yüzle sorunun ne olduğunu anlamaya çalışan kadına kaçamak bakışlar atıyordu. O an elindeki altın tepside iki kadeh ve bir şampanya şişesi taşıyan çalışan özür dileyip geçme isteğinde bulununca Judy hemen kenara çekildi ve o da çalışandan özür diledi. Şaşkınca yüzen bakan çalışan gülümseyince, dudak kenarları zoraki bir hareketlenmeyle kıvrılıp tekrar düzleşti. 

(KYS) Ekklesia Ankáthi (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin