Elbise omuzlarını kollarına geçiren Judy, aynadaki görüntüsüne baktı. Pek hoşuna gitmemişti bu model. Yine de Riley'nin fikrini almak istedi. "Dönebilirsin."
Riley döndü ve Judy'ye baktı. Elbisenin sırt dekoltesi hoş olmayan bir potlukla duruyordu. Başını iki yana salladı ve "I-ıh." dedi. "Diğerlerini dene."
Judy elini kaldırdı ve Riley'yi dönmesi için uyardı. Riley göz devirip arkasını dönünce istemsizce dudak kenarı kıvrıldı ve elbise askılarını omuzlarından indirdi. İkinci seçeneği giyip aynaya baktı ama kalp yakalı göğüs kesiminin karnının üstüne kadar inen V dekoltesi çok fazla açıktı.
"Her şey yolunda mı? Elbiseyi çoktan giymiş olan gerekiyor."
"Evet, evet." dedi Judy. "Giydim fakat beğenmedim. Çıkartacağım. Sakın arkanı dönme."
Riley çoktan bitirdiği kadehe bakıp iç geçirdi ve sessizce beklemeye devam etti. Üzerinde özellikle görmeyi beklediği derin dekolteli elbiseyi Judy'nin beğenmediğini tahmin etmesi zor olmadı.
Judy hızlıca elbiseyi değiştirdi. Giyindiği son elbise, kelimenin tam anlamıyla onun için yaratılmıştı. Aynaya hayranlıkla bakarken başka bir kelime bulamadı. Elbisenin sol üst bacağının üzerinden başlayan yırtmacı fazla iddialıydı fakat yırtmaca doğru büzülen kumaş, elbisenin sağ tarafına doğru genişleyen aralıklı çizgiler oluşmasına sebep oluyor, asimetrik V yakasına hoş bir detay katıyordu. Sırt dekoltesi bele inen elbisenin boyu, topuklu ayakkabıyı kapatacak kadar uzundu.
"Dönebilirsin".
Riley'nin Judy'yi görmesiyle nefesinin kesilmesi bir oldu. Kaşları hafifçe yukarı kalkarken boğazını temizledi ve başını salladı. Pencereden uzaklaşıp koltuğa doğru yürüdü. Gözlerini Judy'den alamıyordu. Ne yaptığının farkına varıp hızlıca bakışlarının yönünü değiştirdi ve sehpada duran şampanya şişesine uzandı. O an elleri de ne yaptığını bilmiyordu. Kendi kadehini tazeleyip Judy için doldurulan kadehi aldı. Adımları Judy'ye doğru yöneldi ve takı rafında duran kutulara göz gezdirirken, kadehi Judy'ye doğru uzattı.
"Teşekkür ederim." Judy, Riley'nin yüz ifadesinde bir şeyler yakalamayı başarmıştı ama artık özellikle ona bakmamak için takılara baktığının farkındaydı. Uzattığı kadehi kavradı ve şampanyadan bir yudum aldı. Bugün her şeyde olduğu gibi, belki de şampanya konusunda da hayatında tadıp tadabileceği en kalitelisini deneyimleme şansı olmuştu.
"İzin verirsen, takı konusunda da yardımcı olmak isterim."
Judy'nin kaşları kalktı ve Riley'ye döndü. Ona karşı ilk kez bu kadar kibardı. "Eğer istiyorsan,"
Riley bir adım daha atıp bileklik, küpe ve kolye takımlarının sergilendiği takı sergileme stantlarıyla dolu rafa yaklaştı. Birkaçını Judy'den fikir istemeden önce çoktan elemişti. Kadehi rafa bırakıp ilk seçtiği takımın bilekliğini aldı. "Bileğini uzatır mısın?"
"Tabii." Judy, Riley'nin istediğini yaptı. Birkaç bilekliği koluna takmadan denemiş ve yerine bırakmıştı. "Demek istediğin zaman kibar olabiliyorsun."
Riley sadece gülümsedi ve takılara bakmaya devam etti.
Gözleri rafları dikkatle tarayan Riley'ye farkında olmadan bakakaldı Judy. Gülümseyişi ve şu anki halini ilk kez görüyordu. Sanki Riley gitmiş, yerine yüzü ve giysileri aynı olan başka biri gelmişti. Onunla bu kadar özenerek ilgilenmesi utanç vericiydi ama hoşuna gitmişti. Fakat bir sevgilisinin olduğu gerçeği de anın büyüsünü ortadan ikiye bölüp atmıştı. İlişkisinde buna benzer bir durumu sevgilisi yüzünden yaşamış, sorunu aşmak için uzun bir süre çabalamıştı. Şimdi aynı hatayı kendisi yapma yolunda oldukça hızlı adımlarla ilerliyor gibi hissetti. Elini çekmek ve çekmemek arasında ikilemde kalırken, Riley çoktan rafa uzanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(KYS) Ekklesia Ankáthi (GxG)
Fantasi"Tanrı'nın kutsal ışığında parıldayanın yozlaşması an meselesidir. İblis, melek ya da insan; düşünen her varlığın en ilahi laneti, Tanrı'nın sunduğu üstün mevkiyi ve gücü, kendi iradesiyle dengede tutmaya çalışmaktır." Vatikan'a bağlı iblis melezi a...