"Tanrı'nın kutsal ışığında parıldayanın yozlaşması an meselesidir. İblis, melek ya da insan; düşünen her varlığın en ilahi laneti, Tanrı'nın sunduğu üstün mevkiyi ve gücü, kendi iradesiyle dengede tutmaya çalışmaktır."
Vatikan'a bağlı iblis melezi a...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
6 ay önce...
Katedralin kanalizasyon koridorlarında hızla ilerleyen Ciara ve Judy, Carla ile tanışma yemeğine gittikleri gün Riley'le kullandığı geçitten çıkıp uzak bir konuma ulaştılar. Ciara'nın yanında getirdiği ufak el valizinin içindeki kıyafetlerle üstünü değiştiren Judy, avcı kıyafetlerini valize koyup kayışını göğsünden çapraz astı ve apartmandan çıktılar. Krem rengi taş merdivenlerden inip şehir sakinlerinin uğultulu ses dalgası yayan kalabalığına daldılar.
"Nereye gidiyoruz?" diye sordu, Judy. Bir yandan da insanlara çarpmamak için bulduğu aralıklarda hızlı ya da yavaş adımlarla ilerliyordu.
"Japonya'ya." diye yanıtladı Ciara. "Tabii dolaylı yollardan. Orada dostlarım var ve seni saklamayı kabul ettiler."
Judy, Ciara'nın yüzüne şaşkınca baktı ve ciddiyetini sorguladı. Aklına annesinin de Japonya'da olduğu gelince dudakları heyecanla aralandı fakat Ciara konuşmasına fırsat vermedi.
"Hayır, ailenden kimseyi göremezsin. Seni öldü biliyorlar ve artık sen..." dudakları kapandı ve sessiz kaldı. Artık Judy'nin avcı olup olmadığını bilmiyordu. Judy de pek ısrar edecek gibi değildi. Başını önüne çevirmiş,kalabalığın arasından kendine yol bularak ilerlemeye devam ediyordu.
Ana yol ayrımına geldiklerinde Ciara bir taksi durdurdu ve havalimanına gideceklerini belitti. Taksi ilerlerken, Ciara karmaşık bir ağ oluşturacak kadar bilet işini halletmeye başlamıştı bile.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yaka-paça Vatikan'a götürülen Riley, Bazilika'nın gizli geçitlerinden içeri sokuldu ve eksi dördüncü katta ki hücre bölümüne indirildi. Hatırı sayılır bir süre boyunca Andre ve birimin diğer üyelerinin işkencelerine maruz kalsa da bir saniye dahi pes etmek ve Judy'yi ele vermek aklından geçmedi. Fakat bunun henüz bir başlangıç olduğunu biliyordu.
"Sıra kimde?" diye sordu Andre, ellerine bulaşmış kanı nemli beze silerken. Bir başka avcı nöbeti devralırken, hücreden çıktı ve parmaklıkların ardında sessizce izleyen Jessica'nın yanına ilerledi. "Ne yapacağımıza karar verdin mi?"