Aynı gün sivil kıyafetlerini giyinen Ekklesia Ankáthi, katedralden gece saatlerinde ayrıldı. Milano'nun en ünlü gece kulüplerinden olan SENGUE&LOOP, vampirlerin kontrolündeydi ve içeriye her elini kollunu sallayan giremiyordu. Üst katlar için bile bu katı kurallar geçerliyken, üç katlı kulübün bir üç kat da aşağısı vardı. Bu kısımda işler daha da sıkı tutuluyordu: Kıdemli vampirler hariç, davet edilmeyen kimse bu katlara inemezdi. Hasbelkader inmeyi başarsa da tekrar çıkamazdı.
Aiden, ışığı yüzüne yansıyan kırmızı neonun kaynağı olan, kulübünün ismini ve kan damlayan iki diş sembolü taşıyan tabelaya baktı. Çatısında bulundukları binada bile, kulüpten yayılan bass güçlendirmeli müziğin ve dans edenlerin sebep olduğu titreşimi hissediliyordu. "Hedefimizi tanımayan ya da sorusu olan var mı?"
"O sürtüğü nerede olsa tanırım, patron," diye ilk karşılığı verdi Vergil. Judy hariç, diğerlerinden de onaylar tonda homurtular yükseldi.
"Riley, sen Judy ve Vergil'la giriş katında biraz takıl. Ezio ve ben de bilgi toplayalım."
"Takılmaktan kastın bildiğimiz takılmak mı?"
"Gibi," diye onayladı Aiden. "Kulağın ve gözlerin etrafta olsun."
"Ne yalan söyleyeyim, yavaştan sevmeye başladım bu görevi." Riley, Vergil ve Judy'ye başıyla çatı ucunu işaret etti. Çatısında oldukları binanın ve karşı binanın arasında çöp kovaları ve bisiklet parkı için bırakılmış ıssız aralık bulunuyordu.
Göz ucuyla aşağı bakan Judy, "Buradan mı ineceğiz?" diye sordu.
Vergil sırıtıp başıyla onaylarken çatı duvarının üzerine çıktı ve aşağı atlayıp iri cüssesine rağmen bir kedi gibi sokağa indi.
Judy'nin kararsızlığını -kendisinin de hayret ettiği bir şekilde- yumuşak dille çözmeye karar veren Riley, "Tereddüt etme. Reflekslerini dinle ve tırmanma duvarını hatırla." dedi.
"Ya düşersem?"
"Hiçbir şey olmayacak," dedi Riley, güven verici bir ses tonuyla. "Bizim gibiler için bu kadar yükseklik en fazla iki merdiven basamağına denk gelir." Çatı duvarına çıkıp kedinin incecik tel üzerinde kusursuz yürüdüğü gibi yürüdü. "Eğer rahat etmeni sağlayacaksa, hemen altında olacağım."
Judy, başıyla onayladı ve cesaretini toplayıp Riley'nin yanına çıktı. Riley boşluğa doğru adım atıp çevik bir hareketle vücudunu duvara çevirdi ve aşağı inmeye başladı. Judy, onun kadar cesaretli değildi. Kalçaları üzerine oturdu ve bir anlık tereddütten sonra duvar kenarına sıkıca tutunup vücudunu aşağı bıraktı. Kollarının incecik görünümüne rağmen oldukça güçlendiğinin farkındaydı. Ağırlığını hissetmeden aşağı inmeye başladı. Yüzündeki sırıtış kalıbını tam bulamadan, yağmur yüzünden kayganlaşmış duvarda tutunduğu çıkıntıdan eli kaydı.
Riley anında durdu ve "Sakın hızlı hareket etme-" demesine kalmadan Judy çoktan çırpınmaya başlamıştı bile. Sonunda dizlerini katlayıp vücudunu duvardan uzaklaştırma gibi bir hata yaptı ve düşmeye başladı. Doğru anı bekleyen Riley duvara yapıştı ve kolunu uzatabildiği kadar uzattı. Çığlık atarak yanından geçen Judy'yi ceketinin ensesinden yakalamayı başarmıştı. "Sakin ol."
Birkaç saniye sonunda düşmediğini fark eden Judy, başını kaldırdı ve Riley ile göz göze geldi.
"Tutun ve hızlı hareket etme." dedi Riley. Hemen ardından Judy'yi duvara yaklaştırdı ve tutunmasını bekledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(KYS) Ekklesia Ankáthi (GxG)
Fantasi"Tanrı'nın kutsal ışığında parıldayanın yozlaşması an meselesidir. İblis, melek ya da insan; düşünen her varlığın en ilahi laneti, Tanrı'nın sunduğu üstün mevkiyi ve gücü, kendi iradesiyle dengede tutmaya çalışmaktır." Vatikan'a bağlı iblis melezi a...