Duruşmaya verilen aranın sonunda, heyet kürsüsüne yavaş adımlarla çıkan baş papazın ardından herkes yerini aldı ve yargılamanın ikinci kısım başladı. Ara boyunca kendi içinde ne karar vereceğini konuşan heyet, Riley'nin saygısızlığını da göz önünde tutup, Duomo di Milano papazını dinledikten sonra son kararı vermek üzerine anlaştı.
"Sen," dedi baş papaz, Riley'yi işaret ederek. "Ahlaksız kelimeler için savunman var mı?"
Riley boğazını temizledi ve omuzlarını oynattı. "Hayır, efendim. Yok."
"Pişman mısın?" diye sordu baş papaz. Hemen ardından, "Burada, Tanrı'nın huzurunda, bizlerden saklasan bile ondan hiçbir şey saklayamayacağının bilincinde olarak cevapla."
Riley dişlerini sıktı ve Tanrı'nın huzurunda içten içe ona bir güzel sövdü. Aniden başını kaldırdı ve başını iki yana salladı. "Hayır, değilim."
Aiden o an Riley yüzünden yumruklarını sıksa da hiçbir tepki vermedi. Riley, heyeti her zaman hafife almıştı fakat tam karşılarında duran şu buruşukların iki dudağı arasından çıkacak tek kelimeyle Riley'nin kellesinin alınacağının da gayet farkındaydı. Onu gözden çıkartamamalarının sebebi, taşıdığı kanın saflığından dolayıydı. Yerini alabilecek bir başkasını bulsalar hemen o saniye Riley'nin idam fermanını verirlerdi. Ciğerlerine çektiği siniri yüzünden titrek nefesi, kanatları açılan burnundan yine titreyerek bıraktı.
Baş papazın yüzü buruştu ve sol yanındaki Lucius'a imalı bir bakış attı. Lucius, kızgın gözlerini Riley'ye dikti. Riley ise tekrar başını eğdi ve ayakkabılarının ucuna baktı.
Baş papaz, tanık kürsüsündeki papaza döndü. "Konumun gereği talep hakkını kullanabilirsin."
Papaz ayağa kalktı ve bir çırpıda, "Dişi iblisin idam edilmesini, ne olduğu bilinmeyen mutantın ilerleyen zamanlarda karşımıza çıkabilecek benzer durumlarda bize ışık tutması için otopsisini talep ediyorum."
Salonda çoğu olumlar nitelikte uğultular yükselse de talebe bir elin parmağını geçmeyecek sayıda karşı çıkanlar da oldu.
Baş papaz tokmağı sertçe masaya indirdi ve hemen ardından Gözlerini Riley'ye dikti. "Duomo di Milano sorumlusunun talebi katı bulundu ve reddedildi. Dişi iblisin iki hafta süreyle zindana kapatılmasına, iki hafta boyunca tövbe edene kadar her tekrarda onar kez kırbaçlanmasına karar verilmiştir." Bir anda yükselen uğultuları dindirmek için elini kaldırıp hızla tokmağı indirdi ve "Sessizlik!" diye bağırdı. Hemen ardından koltuktan hafifçe kalktı ve kürsü önünde duran Jessica'ya işaret verdi.
Üzüntüsünü ve Riley'ye az önceki gurur gösterisi yüzünden olan sinirini yüz ifadesine yansıtmamaya çalışan Jessica, baş papazın önünde saygıyla eğildi ve arkasını dönüp Riley'ye yöneldi. Riley'ye yaklaştıkça yüzündeki sırıtışı daha da sinirini bozuyordu. Aynı durumda farklı bir ortamda olsalar, gerilmiş dudaklarının ortasına hiç şüphesiz sağlam bir yumruk indirirdi. Riley'nin kolunu sıkıca kavradı ve "Yürü!" dedi, hiç de hoşnut olmayan bir ses tonuyla.
"Memnuniyetle," diye karşılık verdi Riley ve yürümeye başladı. Birkaç adım atmıştı ki, arkasını dönüp Judy'ye baktı. Henüz onun kararı verilmemişti ve buradaki sivri dişli kurtlar, kırmızı başlıklı kızları -sözde tanrı yolunda- harcamaktan hiç çekinmezlerdi. Önüne dönüp etrafını saran ve onu bu halde görmekten memnun olan kindar yüzlerin sırıtışlarına sırıtarak karşılık verdi. Şüphesiz bir fırsatını bulsa Riley'nin de yumruğunu indireceği birçok ağız vardı burada. Tanık kürsüsünün önünden geçerken, ona bariz bir aşağılamayla tepeden bakan papazı görünce sırıtışı daha da büyüdü. "Senin hakkında haklı çıkmaktan o kadar memnunum ki," dedi, dalga geçer bir ses tonuyla. Hemen ardından diğerlerinin olduğu tarafa baktı ve boşta olan elini Vergil'a doğru kaldırdı. "Ortadan kaybolayım deme; iddiayı kazanan benim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(KYS) Ekklesia Ankáthi (GxG)
Fantasy"Tanrı'nın kutsal ışığında parıldayanın yozlaşması an meselesidir. İblis, melek ya da insan; düşünen her varlığın en ilahi laneti, Tanrı'nın sunduğu üstün mevkiyi ve gücü, kendi iradesiyle dengede tutmaya çalışmaktır." Vatikan'a bağlı iblis melezi a...