İkimiz de ayakta, kaşlarımız çatık, yüzümüz acayip bir şok ifadesiyle birbirimize bakıyorduk.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM!
"NOLUYO LAN!?"
"HARBİ NOLUYOR!?"
Diye bir tepkide ondan geldi."Hayır!"
Kafamı iki yana sallamaya başladı.
"Iğ Iğ dimi yok. Katiyen. Şaka!"
"Ananı satayım cidden mi!"İkimiz de olayı birazcık kavradığımız için büyük bir şok içindeydik. Hemde baya büyük bir şok.
"Noluyor?"
Yüzbaşının sorusuna kimse cevap vermezken ikimiz de aynı anda yüzbaşıya dönüp konuştuk.
"Kardeşim!"
"Ablam!"
"&Oha"
"Bencede oha!"Herkes BİZİMLE bir şoka girdi.
"Oturun bir."
Yüzbaşının dediğiyle yiğit yavaşça oturdu, bende yavaşça oturup bir yiğite bir yüzbaşıya bakmaya başladım.
"Şimdi siz kardeş misiniz?"
Birisinin sorduğu soruyla o yöne döndüm. Gördüğüm yüzle tekrar bir şoka girdim.
"Olum sizin ne işiniz var burada lan!"
"HATIRLADIM!BİLAL AMCANIN KIZISIN SEN!"
"NOLUYO A*K!"Yüzbaşı bize baktı yazık konuya çok Fransız kalmıştı kendisi.
"Komutanım bunlar benim babamın komşuları geçen tanıştık aham buda 8 yıldır iltibatim olmayan kardeşim. Bu nasıl bir denk gelme ya!"
"Ne?"
"Bencede ne komutanım. Ben yetişemedim de pek fazla kendime şuan."Tekrar bir sessizlik oldu. Yüzbaşı yiğite dönüp konuştu.
"O senin ablan mı şimdi?"
Parmağıyla beni gösterdi. Yiğit kafasıyla onu onayladı ve havada kalan kaşlarını indirdi.
"Peki siz?"
Bu sefer öbür adam topluluğuna beni gösterdi.
"Komutanım, yani şimdi bende pek olayları çözemedim amma bu kız Bilal amcanın kızı aham bu da oğlu. Bu kız bilmem ne zaman evden kaçmış. Sonra eve geri gelmiş ama Bilal amca dışında kimseyle iltibata geçmiyormuş. Bilal amca dedi bize de."
"Siz babamla bizim dedikodumuzu mu yapıyosunuz?"Yiğitin sorduğu soruya katılarak başımı salladım.
"Şu şok olayını artık bir kapatalım."
Yüzbaşı derin bir nefes alıp devam etti.
"Herkes bir kendini tanıtsın çünkü, bir ben tanımıyorum sizi."
"Polat"
"Şevket"
"İsmail"
"Boğaç"
"Erdem"
"Lütfü"
"Yiğit"
"Zelen"
"İyi mükemmel bende Ali Osman. Osmana çok takılmayın işte babamın babasının babasının adıymış. Değiştiricektim adam rüyama girdi, değiştiremedim. O yüzden fazla takılmayalım oraya, lütfen."
"Tamam Osman komutanım."Şevket ağzını tutamamış direk ana sözü ortaya atmıştı. Herkes gülmemek için gözlerini sıkıca kapattı. Ağzımı sıkmaktan patlıyacaktım artık.
Yüzbaşı sıkıca kapattığı yanıcı gözlerini Şevket'e çevirirken ben anında araya girdim. Yoksa buradan Şevketin selası yükselebilirdi.
"Komutanım ne zaman içtima yapıcaz akşam oluyor yani geç kalmayalım diye yani hatırlatmak istedim."
Derin bir nefes alıp bana döndü.
"Şevket dışında herkes 5 dakikaya bahçede sıra olsun, şevketin de 1 dakikası var."
"Komutanım ben ne-"
"59,58,57 Şevket."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Özlemekle Geçmiyor~
Teen FictionBugün günlerden Pazar saat akşam 06.32 ve ben yine terkettiğim sokaklardayım. Pişman olmak istemiyordum. Asla pişman olmak istemiyordum! Buraya gelme sebebim de buydu, tek sebebim yani. Ölümle burun buruna olmak, onlarla yüzleşme hissi uyandırıyordu...