"Şevket!"
Kırk kere seslensem de duymayan çifte kumrular çağırmakla ben görevlendirilerekten yanlarına ilerledim. İkisinin de omzuna hızlıca elimi atıp konuştum. Onlar yerinde hoplarlarken bana bakakalmışlardı.
"Çifte kumrular! Nasılsınız?"
Özge anında oturduğu yerden ayaklandı.
"Yo öyle değil Zeren abla! Yanlış anladın! Şevket - yani Şevket abiyle öyle havadan sudan dalmışız!"
Hızlı hızlı konuşurken elimle sakinleşmesini işaret ettim. Şevket de ayaklanıp orda burda gözlerini gezdiriyordu.
Şakasız ilk defa utandığını görüyorum şu çocuğun.
" Şevket? "
" Efendim komutanım? "
" Sen geç biz geliyoruz. "
" Komutanım, yanlış anladın-"
"Şevket!"
"Tamam."
Şevket'i gönderip Özge'yi geri otutturdum bende yanına oturup manzarayı izleyip konuşmaya başladım.
"Seviyorsun?"
Biraz ırım kırım edince böldüm onu.
"Seviyorsun."
Diyerek kendimi onayladım.
"Yok Zeren abla. Öyle değil ya yani şey -"
"Ooo sen abayı yakmışsın!"
"Zeren abla! Deme öyle."
"Niye be?"
"Olmaz yani uygun değil."
"Nedenmiş o?"
"Babamın askerine... Olmaz işte."
"He sen Erdem abiden çekiniyorsun."
"Yani."
"Gerçek şu ki ; Erdem abi Şevket'i parçalayacak. Tesellim şöyle ki; en son yanına gelip senin isteğini soracak."
"Sağol ya rahatladım."
Gülerek konuştum bu sefer.
"La kızım ben bu çocuğu ilk defa böyle çekingen gördüm. Valla bir şey diyim mi?"
Meraklı gözlerle bana baktı.
"Şevket bastı gidiyor. Net bak. O okey yani. Rahat ol."
"Diyorsun?"
"Askerimi mi tanımıycam be!"
O da güldü bu sefer.
"Haklısın."
Kısa bir sessizlik oldu. Derin bir nefes alıp devam ettim.
"Açılmadınız dimi?"
"I-ı"
"Babana söyliycen mi?"
"Söyliyim mi?"
"Söyle daha az döver."
"Ya Zeren abla!"
Diyerek isyan ettiğinde daha fazla güldüm.
"Ne be doğrular bunlar. O Şevket var ya babanı nasıl deli ediyor, tahmin ediyim bu son zamanlar da erdem abiye yağcılığı da sensin."
"Öyle mi diyorsun?"
"Bak bu da dayak saatini az daha düşürüyor."
"Napcam?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Özlemekle Geçmiyor~
Teen FictionBugün günlerden Pazar saat akşam 06.32 ve ben yine terkettiğim sokaklardayım. Pişman olmak istemiyordum. Asla pişman olmak istemiyordum! Buraya gelme sebebim de buydu, tek sebebim yani. Ölümle burun buruna olmak, onlarla yüzleşme hissi uyandırıyordu...