En sonun da uyanabilmiş, kahvaltı yapıp, karargaha varmıştım. Şimdi de odam da çayımla beraber dosyaları inceliyordum.
Çay & Dosyalar
Uyum şaka mı!
Her neyse işte kaç haftadır biriken bu dosyalarım bugüne kısmetmiş diyerek oturmuştum başına. Keşke başka güne kısmet olsaydı.
BİTTMİİİİYYYORRR!
ÖLÜYORUĞĞM ANLASANAĞĞ GÖZLERİMİN ÖNÜNDE BİRBİRLERİNİ SEVİYOĞĞĞLAĞĞĞĞĞ!
Bihter Ziyagil on mood!
Bugün kafam çok boş çalışıyordu ve hiç bir şey düşünecek halim yoktu. Gerçi halimin olmamasından da değil aga düşünmeye üşeniyorum ya!
Harbi harbi düşünmeye üşeniyorum aga! Bunun ilerisi yoooooğğğk!
"Komutanım müsait misiniz?"
"Söyle."
Kafamı yazdığım yerden kaldırmadan izin vermiştim.
"Komutanım, timiniz isyana geçti."
"Ne?"
Bu sefer kafamı kaldırıp garip garip baktım.
"Yani komutanım beni de albay gönderdi. Hepsi üstlere dilekçe göndermiş ve bu dilekçeler bir taneyle de sınırlı değil. Arka arkaya neredeyse 150 tane dilekçe varmış bugün üstlere. Albaya haber gelmiş. O da sizi odasına çağırıyor. Bir yandan da time azar çekiyor. "
" Milletin karargahın da komutanlarını göndermek için plan yaparlar. Bizim kiler dilekçe yolluyor geri döneyim diye. El deliye biz akıllıya hasret. "
Söylene söylene odamdan çıktım. O arkam da ben önde albayın odasına kadar geldik. Kapıyı çalıp içeri girdim. İçerde inci gibbi dizilmiş ESKİ timim vardı. Önlerine gelecek şekilde geçip albayın emriyle koltuğa oturdum.
" Buyrun komutanım. Kulağıma bir kaç şey geldi ama sizden duymak isterim."
"Anlatmaya gerek yok, al."
Ekmeceden çıkardığı bütün mektupları masaya yığdı.OHA!
"Bunlar ne tam olarak?" zeren
"Dilekçe. Sizce ne dilekçesi. Ben söyliyim. Sizin time geri dönmeniz için verilen bir dilekçe topluluğu!" albay
"Vay vay vay, ne değerli insanım ben ya." zeren
"Bakın ben size dedim. Mutlu olur diye." şevket
"Komutanım , zaten geri dönemem.Yani dönmem gibi bir imkan yok." zeren
"&Nasıl yağ?!"
"Heh şunu bir anlayın.Sizi başımdan sağmak için söylemiyorum ya.Yönetmelik bu evladım yasalar gereği 1.dereceden yakınlıklı kişiler aynı timde bulunamaz bu kadar." albay
"Ama komutanım-"
"Yeter !Şimdi herkes beni dinlesin normalde sonradan söyliyecektim ama sizin susucağınız yok.Üstlerle toplu bir karar verildi.Tim bölünecek.Yeni bir askerimiz az sonra burada olacak ve iki time ayrılacaksınız.Bu bölükte ki tim eksiğimizi de böyle gidereceğiz." albay
Herkes şaşırmıştı.Ben de şaşırmıştım beklenmedik bir şeydi ne de olsa.
"Oha !Her şeyi beklerdim bir bunu beklemezdim. Aa beni Zeren komutanımdan ayırmayın!Aa beni Osman komutanımdan da ayırmayın ya! Aa beni Erdemimden de ayırmayın !" şevket
"Şevket!Vallahi kafana yersin!Kes be bir . Ayrılıcaksınız ama çoğu görevde toplu gidecek olabilirsiniz.Onun için tam bir karar verilmedi.Verilince size haber gelir merak etmeyin.Onun dışında yeni askerimiz ilk defa buraya gelicek. Tahini buraya çıktı yani.İyi anlaşın. Zaten aranızdan tanıyan var ama o da süpriz olsun." albay
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Özlemekle Geçmiyor~
Teen FictionBugün günlerden Pazar saat akşam 06.32 ve ben yine terkettiğim sokaklardayım. Pişman olmak istemiyordum. Asla pişman olmak istemiyordum! Buraya gelme sebebim de buydu, tek sebebim yani. Ölümle burun buruna olmak, onlarla yüzleşme hissi uyandırıyordu...