Çalan telefonumu açıp kulağıma yasladım.
"Efendim Şevket?"
"Komutanım... Şimdi size bir şey söyliyeceğim hazır mısınız?"
"Noldu?"
"Komutanım ben... Ben bir şey yaptım!"
"Ne yaptın lan?"
"Gittim Özge'ye evlenme teklifi ettim..."
"Ne yaptın, ne yaptın?!"
"Evlenme teklif ettim!"
"O ne dedi?"
"Nasıl ne dedi?"
"Şevket, kabul etti mi kız!?"
"He, evet! Kabul etti komutanım valla etti!"
"Helal lan sana! Helal lan! Aferim olum sana! Geliyorum ben bekle beni de!"
"Karargaha geçiyorum ben diğerlerinde haber vericem."
"Tamamdır geliyorum."
Telefonu kapatıp dikkatle bana bakan Güneş'e döndüm.
"Şevket abin evlenme teklif etmiş!"
"Kime?"
"Özge ablana!"
"Gerçekten mi?!"
"Evet, hadi bakalım gidiyoruz damadın yanına!"
Diyerek Güneşi omzuma otutturdum. Arabaya gidip onu yan koltuğa yerleştirdim.
O sırada tekrar çalan telefonu açtım.
" Düğünümüz var!"
"He duydum. Şevket etmiş he! Helal valla ya!"
"Valla helal olsun beklemiyordum."
"Bende ya, şimdi karargaha geliyorum. Toplanıyormuşuz."
"He evet bende kaçırdım Güneşi geliyorum. Haberin olsun."
Diye imalı imalı bahsettiğimde. Derin bir nefes alma sesi geldi.
"Gazamız mübarek olsun o zaman."
"Olsun olsun. Yeter artık, hem Güneş'e babasının yeni talibini merak ediyordu."
Dediğim gibi Güneş hızla bana döndü.
"Kim? Kim kim kim! Bakim hadi! Ya Zeren kim!"
"Güneşi duydun karargaha görüşürüz."
Telefonu kapatıp bana bakan Güneşe döndüm.
"Gidiyoruz bakalım. Görürsün gelinimizi."
"Hızlı gidelim."
"Daha ne kadar gidiyim, aa hızlıyım zaten."
"Daha da!"
"Anan beni öldürürdü o yüzden gerek yok!"
Ses etmeyip sindi yerine. Onun olduğu tarafın camını açtığımda bana gülümseyerek baktı.
...
"İn bakalım."
"Geldik mi?"
"Evet."
Güneşi elini tutup bahçedeki time ilerledim. Bir tek Zeynep yoktu aralarında.
"Selamun aleyküm!"
"Aleykümselam komutanım buyurun gelin."
Lütfünün açtığı yere oturup Güneşi kucağıma aldım. Şevket'i ortaya almışlar sıkıştırıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Özlemekle Geçmiyor~
Teen FictionBugün günlerden Pazar saat akşam 06.32 ve ben yine terkettiğim sokaklardayım. Pişman olmak istemiyordum. Asla pişman olmak istemiyordum! Buraya gelme sebebim de buydu, tek sebebim yani. Ölümle burun buruna olmak, onlarla yüzleşme hissi uyandırıyordu...