...(Özge'den)
Babamla pek yakın bir baba-kız ilişkimiz yoktu.Bir zamanlar vardı ama okulda üstüme atılan iftiralar açmıştı aramızı.Sormamıştı hiç. Kızım yalan mı doğru mu diye. En çok da bu kırıyordu belki de.Canımı yakmıştı ve yakmaya devam ediyordu .Bundan da gram çekindiği söylenemezdi.
Söylemek istemiyordum Şevket'i , yine gözün de daha da kötü duruma düşmek istemiyordum.
Ama Zeren abla söyle demişti. Gerçi o da bilmiyordu ki babamla aramı.
Kısa bir sessizlik oldu oturunca.
"Ne olduğunu söyleyecek misin?"
"Baba...şey yani..."
"Söyle ne söyleyeceksen."
Dedi sert sesiyle. İşte bir tek bana böyleydi. Herkese yumuşacık gülümsemeler Özge'ye sert. Ellerime bakarak konuşmaya çalıştım. Boğazım da derin bir acı el geziniyordu.
"Baba ben şey ..."
"Şevket'i mi seviyorsun şimdi de."
Alayla konuşmasına gözüm de ki o yaş dayanamazken diğerleri direnmedi.Aktılar yavaşça.
"Askerimi ,cidden mi?"
Diyerek alayla güldü.Başımı kaldıramadım. Zaten hep böyle olmuştu. Ne bana sormuş ne de gerçeği öğrenmeyi denemişti. Hep atılan iftiralara inanmış bir kez bile 'Kızım yapmaz!' dememişti. İnanmıyordu işte kendimi savunmaya çalışsam ne!
"Bitmedi dimi."
diye sertçe soluk verdiğinde gözlerimden akan yaşlara hıçkırıklarım eşlik etmesin diye uğraşıyordum. Canımı yakıyordu. Farkındaydı...
"Senden çektiğim bitmedi!"
Ben ağladım o bir kere bile dönüp bakmadı. Oysa babam bana 'hep süslenip püslenip erkekleri baktırıyor.' demesin diye bir kez makyaj yapmamıştım. Kısa giymemiştim.Kafamı kaldırmamıştım . Arkadaş edinmemiştim. Derslerime çalışmış babamla aramda ki o buz kütleleri kalksın diye uğraşmıştım ama o bunları da hiçe saymıştı. Babam tamamen beni yok saymıştı...
"O kadar çok mu istiyorsun .O zaman o sana görücü çıkanlar gelsinler istesinler yarın . Tamam mı!"
"B-baba saçmalama. Ben evlenmek istemiyorum ya."
Beni hiç duymadı bu sefer.
"Annene söylerim ben gelip isterler!"
Yanımdan kalkıp giderken daha da çöktüm ,hıçkırıklarımı saldım,ellerimle yüzümü kapattım.
Yanımda ki hiç bir şeyi hissetmiyordum .Soyutlanmıştım artık...
...(Zeren'den)
Gözlerim baba- kıza kaydı. Özge'nin başı eğikti ve Erdem abi yükselmişçesine bağırıyordu. Şevket'in gözleri, bana dönerken hızlıca konuştu.
"Komutanım ,gidiyim mi ? Erdem abi ona bir şey diyip kalbini kırmasın. Bana desin ne derse ."
"Dur be oğlum .Konuşuyorlar işte baba-kız."
"Komutanım ,pardon ama Erdem abi bağırıyor. Kalbini kırmaya ne hakkı var!"
O sırada Erdem abi ayaklanıp sinirle uzaklaşırken Özge yere daha da çökmüştü.O ağlıyor muydu?...
"Ağlıyor komutanım!"
Şevket yanına koşar adım gittiğinde ben de ayaklanmıştım.Hızlıca yanlarına varırken Özge'nin hüngür hüngür ağlamaları vardı kulağıma.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Özlemekle Geçmiyor~
Ficção AdolescenteBugün günlerden Pazar saat akşam 06.32 ve ben yine terkettiğim sokaklardayım. Pişman olmak istemiyordum. Asla pişman olmak istemiyordum! Buraya gelme sebebim de buydu, tek sebebim yani. Ölümle burun buruna olmak, onlarla yüzleşme hissi uyandırıyordu...