Kuyruğum Şevketi peşimden uzaklaştırabildikten sonra karargahı geziniyordum.
Yanıma gelen erle durup ona döndüm. Tekmil verip bekleyince rahat diyerek konuşmasını bekledim.
"Komutanım timin odasında bekleniyorsunuz."
"Bekleniyorum?"
"Bekleniyorsunuz?"
"Tamam."
Onu gönderip bizim tim odasına ilerlemeye başladım. Tim de 4 kişi kaldığımız için ve görev bittiği için tekrar birleşmiştik. Yine başımız da Osman komutan.
Tabi ki.
Odanın önüne geldiğim de normalde yanan ışık yanmıyordu.
Şimdi durup dururken korkutmaya falan kalkmasın bunlar.
Şaka yapcaz diye...
Beklerim.
Odanın kapısını yavaşça aşağı doğru indirmeye başladım. İleri doğru ittiğimde bir ses topluluğu resmen karargah inletti.
"TURANCILAR TURANCILAR BİZİM ADIMIZ, CANIMIZ KANIMIZ ZEREN KOMUTANIMIZ! OOOOOO ŞŞŞHHH "
Bir an da kendimi odanın ortasında omuzlarını birbirlerine atmış etrafımda dönen timin arasında buldum.
Sözleri bitince kısa bir ara verdiler ve devam edip daha da coştular.
" 1
2
3
Zeren komutanım! "Alkışlar ve tekrar.
" Zeren komutanım! "
Alkışlar ve tekrar.
"Zeren komutanım!"
Sonra bir sessizlik ve sırayla ard arda söze girmeye başladılar.
"Komutanım yapmayın etmeyin."
"Elinizden ayağnızdan öperiz nolur."
"Bizi sizsiz bırakmayın."
"Komutanım bu sefer yazdığımız dilekçelerin on katını yazarız valla."
"Gitmeyin o yüzden."
"Komutanım normalde bu timden kurtulun diye elimden gelen her şeyi yaparım ama rüşvet aldım. O yüzden affedin bence."
"Üsteğmenim bu tim aile, daha fazla ayrı kalmasın. Evet yanlış yaptık. Kabulüz. Ama siz bu gariban bizleri affedin. Nolur, hadi kırmayın bizi. "
En son boğaç konuşarak herkesin yüzünde mutlu bir tebessüm oluşturdu. Yüzümde ki gülümsemem büyürken bakışlarım buruk buruk oldu.
" Ne diyim o kadar kaligrafi hazırlamışsınız yani bize de tamam demek düşer. "
" TURANCILAR TURANCILAR BİZİM ADIMIZ, CANIMIZ KANIMIZ ZEREN KOMUTANIMIZ! TURANCILAR TURANCILAR BİZİM ADIMIZ, CANIMIZ KANIMIZ ZEREN KOMUTANIMIZ!"
Hepsini susturmaya çalışsamda karargahı inletiyorlardı sesleriyle. Daha da büyüdü gülümsemem.
Şevket coşkuları dinince direk söze atladı.
" E o zaman bunun üstüne bir mangal yaparız. "
" Bencede komutanım. " ismail
" Şölen var şölen be komutanım! " lütfü
" İyi yeriz."
Gülümseyerek etrafımdaki omuzlarını birbirine dayamış time bakıp daha da gülümsedim.
Bu sefer Polat atıldı.
"E o zaman aileleri çağırıyoruz. Komutanım siz de Güneşi falan getirin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Özlemekle Geçmiyor~
Teen FictionBugün günlerden Pazar saat akşam 06.32 ve ben yine terkettiğim sokaklardayım. Pişman olmak istemiyordum. Asla pişman olmak istemiyordum! Buraya gelme sebebim de buydu, tek sebebim yani. Ölümle burun buruna olmak, onlarla yüzleşme hissi uyandırıyordu...