"Hakikaten Zeren sen nasıl kaçtın oradan ?İki dakika arkamızı döndük dönmedik ya!" osman
"Iıııı ... Yani şey şimdi yani -.... Ah!" zeren
"Zeren !Noldu kızım ses versene! Zeren bak kırıyorum !Zeren!" osman
Zeren komutanının sorduğu soruyla eli ayağına dolanmış aniden arkasını dönmesiyle uzun ve ince vazoya çarpmıştı.Vazo parçalanırken Zeren de camların üstüne düşmüştü.Ve daha komutanına cevap veremeden kapının kilidi kırılmıştı.
Osman hiç düşünmeden kapıya bir kaç omuz atmış ve kilidi kırmıştı.İlk göz hizasına yerde ki camlar ilişti .Sonra ise camların üstün de ki Zeren.
"Zeren!Dur kıpırdama!Nasıl beceriyorsun Allahını seversen cidden nasıl bu kadar sakar olmayı becerebiliyorsun!" osman
Osman Zereni olduğu yerde ayağa kaldırdı ve tek kolundan tutup güç verdi.Şevket hemen Zerenin öbür koluna destek verince Zeren iki kolundan destek alarak camların dışına geçti. Bütün tim içeri girmişti zaten. Osman homurdanarak salona ilerlerken Zeren ve Şevket sağlık kitini almaya gitmişlerdi.
"Benim bu tim de bulunmam çok sakıncalı diyorum anlamıyorsunuz ki!Albay her türlü manyakları toplamış aynı time koymuş resmen ya!"
Osman gördüğü süslemelerle duraksarken hemen arkasından gelerek telefona bakan Erdem Osmana takılıp onun üstüne abandı.Hemen arkalarından hararetli hararetli konuşan İsmail ve lütfü çifti anında erdeme daha da abanınca Osmanın yeri boylaması uzun sürmemişti. Erdem üstüne düşen iki adamı da iki yana fırlatınca İsmail ve Lütfü ikilisi yüz üstü yere kapaklandı.Erdem hemen komutanının üstünden kalkmış ve onu kolundan tutarak kaldırmaya çalışıyordu. Osman homurdanmasını hiç kesmeden Erdemin elini hınçla savurmuş ve iki yanında yatan İsmail ve Lütfünün karınlarına iki elini dayayıp oradan güç alarak kalkmıştı.Yerden kalan ikili artık daha da kötü bir haldeydi.Yazıktı...
"Napıyosunuz?" zeren
"Lan beni bu kadar sevdiğinizi bilsem hiç ayrılır mıyım yanınızdan . Görüyorsunuz Zeren komutanım iki dakika yok olsam yerlere düşüyorlar .Ah ah ben de size çok imreniyorum benim gibi bir dost her yerde bulunmaz.Değerimi bilin." şevket
"&Allahın belası Shrek!"
"Ben de sizi çok seviyorum ya!" şevket
Şevkete son noktayı koyan Zerenin kafasına geçirdiği tokattı. Geçirmese Şevketin susucağı yoktu zaten.
"Yok benim acilen randevu almam gerek!Hangi tımarhane daha yakınsa kendime yer ayırttırıcam!" osman
Osmanın keçiler yine kendini belli etmişti. Zeren ve Şevket salonun kapısında ayakta dikilirken İsmail ve Lütfü yerde yatmaya devam ediyordu.Erdem ve Osman ise koltuklara çökmüşlerdi bile.Zerenin bakışları çalan kapıya döndü. Kaşları çatılırken kapıya ilerledi. Açtığın da karşısında ki Yiğitten başkası değildi.
"Bizim kaçak buralardaymış bakıyorum da !" yiğit
Zeren Yiğitin sözlerine karşın gözlerini devirirken Yiğit çoktan içeri girmişti. Zeren de kapıyı kapatıp peşi sıra salona girdi.
"Bakıyorum da doğum günü süsleri daha kalkmamış." Yiğit
"Yiğit kes sesini!" zeren
"Niye gitmedin yanlarına ... Belki demişler affeder , affetmese de aramız da ki buzların bazıları çözünür. Beklemişler seni... Sen de onca seni merak eden insanı es geçmiş burada gülüp eğleniyorsun." yiğit
"Yiğit kes sesini dedim sana !" zeren
Yiğit hınçla Zerene doğru bağırdı.
"Niye! Gerçekler ağır mı!Niye!Neden ya neden geliyoruz yanına sanki yabancıymışız gibi davranıyorsun! Ya gözüme bile bakmıyorsun Zeren gözüme! Ben ablamı buldum derken bana o mutluluğu zehir ediyorsun Zeren zehir!" yiğit
"Ben mi zehir ediyorum ben mi! Ya ben onca sene döktüğüm yaşları , acılarımı nasıl bir anda silip size koşıyım!Söyle bana Yiğit, sen hiç istediğin bir yere geri dönmemek için kendini odalara kitledin mi! Söyle!Sen hiç arkanda kimse yokken çabalamaya çalıştın mı!Söyle!Sen hiç haftalarca dışarda kaldın mı!Ya ben sırf sınav sonuçlarım açıklana kadar o soğukta dışarıda yattım kalktım!Hani o martılara bıraktıkları kuru simitler var ya , heh ben onlarla iki hafta ayakta kaldım!Ben gururumu hiç sayıp yerden simit topladım da size geri dönmedim!Neden? Neden? Çünkü, annem dediğim kadın beni dövecek hale geldi! Neden ? Polis olmak istediğim için .. Abilerim ... Savaş ve Toprak . Neden koşa koşa gitmiyorum dimi! YA SEN HİÇ YALNIZLIĞI İLİKLERİNE KADAR HİSSETTİN Mİ , SEN HİÇ HERKES KARŞINDAYKEN AYAKTA KALMAYA ÇALIŞTIN MI?! BANA CEVAP VER ŞİMDİ YİĞİT !SEN HİÇ BABANIN SESSİZLİĞİNE KÜFÜR ETTİN Mİ! Ne kadar acıttığını bilmiyorsun yiğit... Bilemessin. Çünkü. senin arkan da ailen vardı.Seni destekleyen ,sana güvenen bir AİLEN VARDI YİĞİT AİLEN!"
Oda da büyük bir sessizlik hakim oldu. Yiğitin göğsüne vurduğum ellerimi çektim .Benim göz yaşlarım kurumadan yine ve yeniden yerlerine gelmişti.Karşım da ki Yiğit bakışlarını kaçırdı.Gözünden akan yaşı sildi hızlıca. hemen ayaklanıp herkesin şokundan yararlanarak evden çıktım. Arabama atlayıp karargaha sürdüm.Hızlı gidiyordum ve ellerim titriyordu.Gözlerim zaten bulanıktı. Arabayı kenara çektim hemen. Arabanın kapısını hınçla çarpıp indim. Arabanın teker kısmına doğru tekmeler indirdim. Bir an da daha çok ağlamaya başladım. Orman tarafına bakan kısma geçtim ve arabaya yaslanarak çöktüm.Tüketmişlerdi iki günde beni... Bekliyordum ama bu kadar çok olacağını beklemiyordum... Tükenmiştim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Özlemekle Geçmiyor~
Teen FictionBugün günlerden Pazar saat akşam 06.32 ve ben yine terkettiğim sokaklardayım. Pişman olmak istemiyordum. Asla pişman olmak istemiyordum! Buraya gelme sebebim de buydu, tek sebebim yani. Ölümle burun buruna olmak, onlarla yüzleşme hissi uyandırıyordu...