"Anne! Anne! Anne yardım et anne! Nolur anne çok korkuyorum ! "
Kapı aniden açılıp içeri bir adam girdi.Güneş hızla duvara doğru yanaştı. Adam vakit kaybetmek istemeyerek hızlı davranışlarla kızın kolunu kavradı.
Güneş avazı çıktığı kadar bağırmaya devam etti. Korkuyordu... Annesi burdayım demişti... Korkma demişti ama yoktu ...
Koluna hızlıca bir iğne girdi. Güneş daha da çırpındı. Gözleri kan çanağı olmuştu ağlamaktan.
Annesi neredeydi?
"Nolur bırakın nolur ! Anneme götürün beni nolur! Annemi istiyorum !"
Saniyeler içinde sesi gitti. Bedenine bir uyuşukluluk çöktü . Göz kapakları yarıya indi .
1...2...3....bitti.
...
Güneş'in bedeni soğuk iki tahta parçasının arasına koyuldu. Annesinin yanındaki çukura da o girdi. Topraklar hızla atıldı.
Süre başlamıştı...
Ölüm alarmı kurulmuştu...
Ya bir can ölecekti ya da iki can...
...
Zeynep ellerini tabutun tavanına götürdü.
Aradan sızan topraklar yüzüne düşüyor onu daha da endişeye sürüklüyordu. Yanında küçücük bir tüp nefes aldırıyordu ona .
Elleri hızlıca etrafta dolaştı .Kapağı ittirmeye çalıştı .
Bulunduğu alanın darlığıyla ter basmıştı . Su gibi olmuştu . Elleri tir tir titriyordu toprağın üzerinde ne olduğunu bile bilmiyordu .
Güneş neredeydi ?
Omzundaki yara onu daha da zorlarken derin nefesler almaya çalıştı .
"Allah'ım sen bana yardım et."
...
"İletişimi kesme. "
Diyen albayın emrini onayladı Ali Osman.
"Emredersiniz."
"Konum kontrol ?"
" 450 m yakınlarındayız."
Diyerek Yiğit cevapladı.
"Güzel.Çevre?"
"Temiz."
Polat sessizce cevap verip tekrar taradı etrafı.
"Sayı ? "
"25-30 "
Bu defa ise Boğaç cevaplamıştı.
"Afferim aslanlarım. Yetişeceğiz yetişeceğiz..."
Diyen Ali Osman daha da hızlandı.
"Komutanım?"
Şevket' in titrek sesine Ali kaşlarını çattı.
"Korkuyor musun ?"
"Deli gibi ."
"Neyden?"
"Ölmelerinden..."
"Güzel ,korkmaya devam et Şevket. Çünkü , bizi burdan bir tek korku canlı çıkarır. Ölümün korkusu..."
Kısa bir sessizlik yayıldı. Herkes bu boşlukla kısaca irkildi.
"Kaç dakika kaldı?"
"14 dk ."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Özlemekle Geçmiyor~
Teen FictionBugün günlerden Pazar saat akşam 06.32 ve ben yine terkettiğim sokaklardayım. Pişman olmak istemiyordum. Asla pişman olmak istemiyordum! Buraya gelme sebebim de buydu, tek sebebim yani. Ölümle burun buruna olmak, onlarla yüzleşme hissi uyandırıyordu...