Şu iki günde ne kadarda köşeme çekilip ağlamıştım.Yine ağlamıştım .Gözlerim ormanlık alanda boş boş bakıyordu daha çok dalmış gibiydim.Gelmekle hatamı yapmıştım acaba.Hiç gelmesem daha mı iyi olurdu?
Allah bilir, şuan bir kader yaşıyorum ve bunu kabullenmek zor geliyordu.
Bu sefer kalkmadım , saatlerce çöküşümün verdiği dalgınlıkla boş boş gözümü bile kırpmadan öylece durdum.Her yerim uyuşmuştu ve bir süre sonra tepemde olan güneş batmıştı.Araba da ki telefonum çalıyordu ama ben albaya özel ayarladığım ses dışında hiç bir sesi açmamayı planlıyordum.
Dalgınlığım devam ederken albaya özel koyduğum ses geldi.Hızla ayaklandım ve arabanın kapısını açıp içinden telefonumu aldım.Yeşil düğmeye basıp telefonu kulağıma götürdüm.
"Emredin!"
"En kısa süre de karargahta , odam da ol üsteğmen."
"Emredersiniz!"
Telefonu geri koyup görev olmamasının rahatlığıyla biraz daha sakinleştim.Görev yoktu aradığında söylememişti ve eğer varsa söylemek zorunluydu zaten.
...
Albayın odasının kapısını tıklattım.
"Gel!"
İlk baştan aşağı çöküşümü ölçtü.Çok kötü bir durumdayım ki oflayıp gözlerime baktı.Kıpkırmızı gözlerime.
"Toparlanman için her şeyi yapa bilirim , biliyorsun . Senin için ne yapa bilirim?"
"Ben bile kendimi toparlayabilecek bir şey bilmiyorum komutanım , bu sefer ki çok ağırdı.Düşünmeniz yeter."
"Senin rütben daha yüksek olduğu için bu seçim sana kaldı ,biliyorsun Yiğit'le kardeşsiniz ve 1.dereceden yakın ile aynı tim olmaz.Ya sen ya Yiğit farklı timlere ?"
"Ben değiştiririm timimi komutanım.Herkes için en iyisi.Komutanım sizden bir arzum olacak ,eğer yapabilirseniz ben tek çalışa bilir miyim?Bir time atanmak istemiyorum.Kendimi toplamak için yapabileceğiniz tek şey bu."
"Çok zor bir şey istiyorsun amma ben favori askerim için elimden geleni yapacağım emin olabilirsin .Çıka bilirsin , git ve dinlen."
Beni güldürmeye çalışsa da az da olsa işe yaramış yüzümde küçük bir gülümseme oluştu.
"Her şey için teşekkürler , her şey..."
Daha fazla oda da durmadan çıktım.Arabama atlayıp boşalmış evime girdim.Çantamı köşeye bırakıp salona ilerledim.Yavaşça perdelere ilerledim ve yazıyı yavaşça iğnelerden kurtardım.Onları masaya bırakıp balonları aldım.Balkondan çıkıp ortaya gidecek şekilde attım balonları.Ne zamandır orta da duran pastayı aldım ve dolaba koydum.Konfeti parçacıklarını teker teker ellerimle topladım.Buruk tebessümümle etrafı tamamen topladım.Odama geçtim ve rahat bir şeyler giydim.Yatağıma geçip kaç gündür aç olan karnımı umursamadan uyudum.
...
"Abi , ne yapacağız?" yiğit
"Yiğit elimiz kolumuz zaten bağlıydı iyicene düğüm ettin." savaş
"Kesinlikle." toprak
"Birbirmiz de suç aramayı bırakıp çözüm yolumu arasak acep artık." yiğit
"Ye haltları sonra çözüm yolu bul abi!" savaş
"Off!" yiğit
"Akışına bırakmayı cidden bilmiyorsunuz ya, ben yatıyorum sizin olamayacak planlarınıza daha fazla dahil olup kızla daha fazla mesafe koyamam arama." toprak
"Ay nenem !Biz de sana yalvarıyorduk.Çek git.Meymenetsiz!" savaş
"Offf !Yine başladınız ben de yatıyorum artık geç oldu , iyi geceler cemaati müslimi abilerim!" yiğit
"Abisi ne ki kendisi en büyük abisi olsun.Aynı!" savaş
...
"Komutanım ?" lütfü
"Hangisi?" erdem
"Genel hepinize...Komutanım, Zeren komutanım bu sefer tam mı çöktü sizce yoksa toplar mı yine?" lütfü
"&Offf!"
Derin nefesler yükseldi odada.
"Bence bu en sağlam çöküşüydü, kalkması biraz zaman alır.Ama nasipse kalkar." erdem
"Bence de ." polat
"Bence şuan çökmedi çökmekle çökmemek arasında ki arafta kaldı.Elini ayağını birbirine dolamışlar kızın ne yapsın." boğaç
"Yani ,çok yüklendiler.Her kes ayrı bir şey dedi." ismail
"Hayırlısı olsun beyler ne diyelim Hadi artık geç oldu düşünmeyin bunları Zeren güçlüdür , toplar elbet.İyi geceler." osman
"&Size de komutanım."
...
Çöküşler vardır ,yalnızlıkla paylaşılan.
Ki yine çöküşler vardır , çöküşünü hafifleten dostlarla çökmek...
Hangisi daha iyi herkesi yakmak mı?
Sadece tek yanmak mı?
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Özlemekle Geçmiyor~
Teen FictionBugün günlerden Pazar saat akşam 06.32 ve ben yine terkettiğim sokaklardayım. Pişman olmak istemiyordum. Asla pişman olmak istemiyordum! Buraya gelme sebebim de buydu, tek sebebim yani. Ölümle burun buruna olmak, onlarla yüzleşme hissi uyandırıyordu...