"Akıllısı bizi bulmaz, delisi götümden ayrılmaz ya."
Diye sessiz bir sitem etti Zeynep. Giden adamın arkasından bir süre bakmış, sonrasında bitirdiği acılı şalgamıyla ayaklanmıştı.
Daha yaşadığını kanıtlaması falan gerekiyordu.
Oflayarak çıktı kantinden. Yukarı kata geldiğinde koridor boşalmıştı. Zeren'in odasından sesler geliyordu ki herkes orda toplanmıştı.
Kapının önüne geldiğinde kulpu indirdiği gibi kapı geri doğru gitti. Bir an şaşa kalsada karşısında ki adam bunu umursamadan hızlıca kolundan tuttuğu gibi çekiştirmeye başladı.
Bu kantinde ki adamdı. Ne olduğunu anlamadan kendini bir odada buldu.
Adam kapıyı kilitleyip ona döndü. Zeynep ise garip garip ona bakıyordu.
Hayırdırdı yani!
"Ne oluyor be!"
Diye yükselen Zeynep ile adam anında iki adım yaklaşıp konuşmaya başladı.
"Burdan çıkamazsın!"
Nefes nefeseydi ve gözleri hala sonuna kadar açıktı.
Zeynep, bu adamın onu tanıyor olabileceğini düşünmedi bile hayatında ilk defa görüyordu.
"Niyeymiş o!"
Zeynep'in gözleri bu sefer de adamın üstündeki önlüğe takıldı. İsimliğine bakıcakken bir el kapattı.
Adam isimliği anında cebine soktu. Zeynep kaşlarını çatarken adam endişeyle elini ensesine attı.
"Adın neydi senin?"
Adam bu sefer de sırıtmaya başladı.
"Söylemiştim unuttun mu?"
"Aklımda tutmaya gerek duymadım."
"Ben duydum Zeynep Demirtaş."
Daha demin ki endişeli adam gitmiş, yayık yayık konuşmaya başlamıştı.
"Ben sabırlı bir insanım."
Dedi Zeynep kendi kendine.
Sonra karşısında ki adama dönüp sabırla konuşmaya çalıştı."Hocam, bak!"
Diyip iki adımın ardından tehditkarca parmağını kaldırıp gözlerini kıstı.
"Sen ne istiyorsun aga?"
Adam bu sefer dikleşip bir adım geri gitti. Zeynep parmağını indirmeden bir adım ileri gitti ve adamın açtığı mesafeyi geri kapattı. Yüzündeki bakışlar değişmedi.
Adam da konuşmayınca tekrar söze girdi.
"Kimsin bilmiyorum ama götümden ayrılman için şuan mükemmel bir zaman."
Adam kaşlarını havaya kaldırdı.
"Ayrılacağımı kim söyledi."
Diyerek yarım ağız sırıttı. Zeynep bezmişlikle bir adım geri gitti.
"Bana bulaşmayı kes yoksa..."
İki adım yanından geçerken kulağına yaklaştı.
"Sen ne olacağını bilirsin cerraam!"
Diye sinirle fısıldayıp hızlıca odadan çıktı.
Adam arkasını dönüp açık kapıdan dışarı baktı. Ellerini ön pantolon ceplerine sokup keyifle fısıldadı.
"Bekliyor olacağım... Cerraan olarak."
Kendi kendine gülüp odadan çıktı.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Özlemekle Geçmiyor~
Teen FictionBugün günlerden Pazar saat akşam 06.32 ve ben yine terkettiğim sokaklardayım. Pişman olmak istemiyordum. Asla pişman olmak istemiyordum! Buraya gelme sebebim de buydu, tek sebebim yani. Ölümle burun buruna olmak, onlarla yüzleşme hissi uyandırıyordu...