...
Bu sefer bu sefer oldu de ne olur bu sefer olmuş olsun, Hadi Allah'ım ne olur şehit olmuş oluyum. gözümü açayım ki Ben burada bir nur göreyim ya Rabb'im Hadi Bismillah...diyerekten tek gözümü kısa kısa açtım."Öldüm mü? Öldüm dimi?" Zeren
"Tövbe tövbe, niye ölesiniz komutanım?" Şevket
"Ölmedim mi şimdi ?" Zeren
"Hayır Zeren öldüğün falan yok." Osman
"Offf!" Zeren
"Sen ne olsun istiyorsun anlamadım ki ben!" Yiğit
"Sanane be ,çirkef!" Zeren
"Çirkef , bana, çirkef!" Yiğit
Yiğit gözlerini sonuna kadar açmış şaşkınca kendini göstererek deliriyordu. Ona gözlerimi devirerek kafamı cama çevirdim.
"Hay ananı yağğ!" Zeren
"Zeren! Hareket etme , zaten her yerin param parça , neyi zorluyorsun!" Yiğit
"Birisi şunu kapı dışarı edebilir mi!" Zeren
"Refakatçini kovmak mı nç nç nç hiç yakıştıramadım." Yiğit
"Ben seni seçmedim ki ,Allah Allah git gelme shrek kalır benle dimi lan !" Zeren
"Komutanım şuan bunun olmasını o kadar çok isterim fakati lakin Erdem komutanım beni çok seviyor da ,dedi sensiz yapamam karargaha gel dediyi içini velakin bu yüzden ki malesef yani kalamam." Şevket
"Öyle olsun , öyle olsun be shrek dedik bağrımıza bastık , öyle olsun ." Zeren
Ben kendi acındırmama devam ederken Yiğit de bana göz devirmekle meşguldü.
"Her neyse , hadi gidelim daha ne bekliyoruz." Zeren
"Sen ,gitmek...Uyu ve rüyanda git Zeren ." Osman
"Siz de mi be komutanığğm ,aşk olsun komutanım, bu masumcuk, naifi naif ,yumuşaçık suretli askerinizden taraf olmayın sizde düşman olun bana." Zeren
"Masumcuk!" Şevket
"Naifi naif!" Lütfü
"Yumuşaçık suretli!" İsmail
"Komutanım ,tanımı verilen bu şahıs İsmail bile olur da siz olamazsınız." Şevket
"Shrek , senin için ben de Erdem abiye yer ayırtcam merak etme sen. Ya siz a a çok ayıp, benim nerede masum , naif , yumuşak olmadığımı gördünüz hı ? Hani nerede yani?"
"Kimse görmedi ben dışında Zeren..." Yiğit
Bakışlarımı kimseye değdirmiyerek hızlıca konuştum ve dönebildiğim kadar yan döndüm.Bu aptal niye konuşup benim sinirlerimi bozuyor yağ.
"Ben uyicam , odayı terk edin insan vasıfları ve saygı değer düşman tarafta ki Osman komutanım." Zeren
Herkes odadan yavaş adımlarla çıktı, hepsi de odadan çıkmadan ayrı ayrı dertli nefesler saldı bu dört duvar arasına. İçer de bir ben kaldım.Bütün duvarlarımı indirdim kendime.Kendime asıl kendimi verdim.Anında boğazıma bir ukte düştü , nefesime bir acı geldi ve de gözlerim de bir acı el gezindi. Bir damla yaralarımın üstünden yayılarak kulağımın dibine kadar indi. Yüzüm de çok fazla acı vardı ,her yeri yanıyordu. Uyandığımdan beri vardı ve ne kadar kötü bir halde olduğunu düşünmek bile istemedim. Vücudum da bulunan fazlaca bir ağrı yoktu bu yüzden ayaklandım ve dengemi duvardan tutunarak sağlayarak tuvalete girdim. Gözlerim aynayı es geçti yerde gezindi. Derince bir nefes aldım ve tutunduğum duvardan daha da destek aldım. Gözlerimi kapatıp kafamı kaldırdım.Yavaşça açtım gözlerimi ama bu sefer bulanıklıktan göremedim.Yaralarım gözlerimden akan tuzlu sularla daha da yandı , tekrar kanamaya başladı.Yüzüm çok kötüydü ,dengemi yerle bir edecek kadar kötüydü , düşünemediğim kadar kötüydü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Özlemekle Geçmiyor~
Teen FictionBugün günlerden Pazar saat akşam 06.32 ve ben yine terkettiğim sokaklardayım. Pişman olmak istemiyordum. Asla pişman olmak istemiyordum! Buraya gelme sebebim de buydu, tek sebebim yani. Ölümle burun buruna olmak, onlarla yüzleşme hissi uyandırıyordu...