Geri Dön

1.3K 117 95
                                    

Zeren'in yavaşça oturtup sağlık kitini aldı. İçinden gerekli bir kaç şeyi alıp bu sessiz gerginlik içinde pansuman yaptı. Yüzünde ki tahrişlikleri yavaşça temizledi. Boğazına krem sürdü. Peçeteyi ıslatıp yüzünü temizledi. Teker teker narin dokunuşlarla ona yardım etti.

Bakışları Zeren'den hiç ayrılmazken bu ortam da ki adamları özlediğini hissetti.

Ne çok uzun zaman olmuştu ne az zaman. Binlerce kez içindeki geri dönme hissine engel olmuştu. Morgta kızının sözlerine zar zor dayanmıştı belkide.

Derin bir nefes verip oturdu yere. Zeren yorgunluktan uyurken bakışları adamlara döndü. Hepsi dikkatle onu izliyordu. Maskenin altından tekrar bir gülümseme belirdi yüzünde.

Şevket ile Özgeydi galiba...

Şevket, korumacıydı. Onunla dedikodu yapan adam değilde büyümüş bir adam gibiydi. Çok değişmişti. Her gün kestiği sakalları artık kendini hafiften belli etmişti.

Lütfü, o da büyümüştü. Karşısın da o güçsüz bedenli genç yoktu. Kendini geliştirmiş, yapılı bir adam vardı. Gözleri duygusuz bakmayı öğrenmiş, ağır bir insan olmuştu.

İsmail, duygularını en çok gösterenken üstüne derin bir örtü çekmiş dolaba kaldırmıştı. Otoriter bir duruşu sorgulayıcı bakışları vardı. Düşük çenesi şuana kadar açılmamış sesini duymamıştı ama o da Lütfü gibi kendini geliştirmişti.

Boğaç, en son karısı hamileydi. Şimdi ise Baba olduğunu düşündü. Saçları beyaza yaklaşmış yorgun gözlerle bakıyordu. Vücudun da ki ağırlık azalmış yapılı omuzları hafif çökmüştü.

Polat, yine aynımsı ama daha bir farklıydı. En son bıraktığı nişanlısı Rumeysa ile ayrılmamışlardı muhtemelen. Parmağın da ki yüzüğün etrafı toprak olmuş ama Polat'ın parmakları yine de yüzüğün üstünde oyalanıyordu.

Yiğit yoktu. Zeren'in durumunu bildikçe delireceği için muhtemel ki görev dışıydı.

Erdem yoktu. Haberini almıştı. Şehitti o da. Ona da içi yanmıştı. Mezarına bile gelememişti.

Kızıydı Özge hatırlıyordu. O da büyümüştü. Saçları uzamış utangaç bakışları dikelmişti. Şevket'in sığınağındaydı.

Osman komutanı vardı birde. Yorgun gözleri Zeren'den ayrılmıyor, içten içe beddualar ediyor gibiydi. Yarı açık gözleri dalgındı yine. Saçları aralara beyaz dokundurtmuş yaşının vergisi olmuştu.

Sessizliği Osman böldü.

"Kimsin?"

Dedi. Ama kimse cevabı almak istemiyordu. Yavaşça başını iki yana salladı.

Gözlerini kapatıp dinlenme ihtiyacını gidermeye çalıştı.

...

"Çabuk! Zeren'in yanında git sen de Lütfü! Hadi hadi! Osman, tim sende! Gel benimle."

Albay emirler yağdırdığı gibi yanındaki kadına döndü. Yüzünde tek  görünen mavi gözlere kısaca bakmış ona da bir emir vermişti. Beraber albayın odasına girdiklerinde kadın hazır olda beklerken albay masasına ilerledi.

" Dosyalar. "

Kadın elinde tuttuğu bir top dosyayı masanın üstüne bırakıp düzünü albaya çevirdi. Albay kapak yazılarına kısaca göz atıp karşısındaki kadına döndü.

"Maske."

Kadın, maskenin üstün kısmından çektiği gibi çıkardı. Saçları önüne doğru yalpalandı. Bir avucu sıkıca maskeyi tutuyor, diğeri ise dizine yapışık bekliyordu.

~Özlemekle Geçmiyor~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin