Qunila

Bölüm 16

   Derin bir nefes aldım ve yerdeki kitapları inceleyen Lorin'e döndüm. Demon elementi sayesinde büyük nesneleri de aynı anda kaldırabileceği için daha büyük yıkıntıların olduğu bir yere gitmişti Locus'la beraber. Lexy ve Mars da alanın ne kadar büyük olduğuna bakmanın iyi bir fikir olduğuna karar verince Lorin'le ben de en azından yakın çevreyi inceleme kararı almıştık, Lorin her ne kadar şu anda işini yapıyor olsa da benim için aynısı pek söylenemezdi.

   Lorin arada bir göz ucuyla beni süzüyor, sonra işine devam ediyordu. Sanırım bir şey yapmadığımı anlamıştı ama sebebini bilmediği için üstüme gelemiyordu. Birkaç saniye sonra derin bir iç çektim ve birkaç adım uzaklaşıp yerdeki kitaplardan bir tanesini elime aldım.

   Elime aldığım kitap kesinlikle sekiz dokuz yaşlarındaki bir çocuğun seviyesindeydi. Hatta daha küçük bile olabilirdi çünkü dört işlem üzerine etkinlikler ve yazmayla ilgili kısımlar vardı kitapta. Kitaba her ne kadar uzun uzun baksam ve dokunsam da Hissi kullanamamıştım garip bir şekilde. 

   Ayağa kalktım ve birkaç metre uzaktaki başka bir kitaba uzandım ama aynı şekilde Hissi yine kullanamadım. Bu durum normal miydi bilmiyordum çünkü normalde Hissi çok kolay kullanabiliyordum, istemesem bile kullanabiliyordum hatta.

   Elim yerde üst üste duran ve birkaç tahtanın altında kalmış tozlu ve yırtık defterlerden birisine gitti. Üzerindeki tozu biraz üfledikten sonra defterin aynı zamanda yüksek ihtimalle yağmurdan dolayı ıslanmış ve yırtılmış olduğunu da gördüm. Bu sırada deftere odaklanmak benim için epey bir zordu çünkü etraftaki rahatsız edici koku odaklanmamı engelliyordu. Daha önce hiç almadığım ve bayıcı bir kokuydu gelen bu koku, sanki bir şey yanmış gibiydi ama aynı zamanda da uzun bir süre bir yerde beklemişti.

   Defterlerde sadece çocuklar tarafından yazıldığı belli olan yazılar dışında hiçbir şey bulamadım ve ayağa kalktım. Etrafa ufak bir göz attıktan sonra Lorin'in yanına geri döndüm. "Herhangi bir şey bulabildin mi?" Bu sorum üzerine eğildiği yerden kalktı ve başını olumsuz anlamda salladı.

   "Çocuk kitapları ve defterlerinin yanı sıra birkaç kalem, yırtık kağıtlar ve enkazlar dışında herhangi bir şeye ulaşamadım." Bu dediği üzerine başımı anladığımı belirtircesine salladım. Birkaç saniye bana baktıktan sonra "Sen?" diye sordu.

   "Hiçbir şey yok, ayrıca Hissi de kullanamıyorum." dediğimde elini başına koydu ve birkaç saniye düşündü. Bu sırada gözlerim ister istemez etraftaki enkazlara kayıyordu.

   Etrafta nereden geldiği belirsiz bir sis, duman vardı. Ayrıca yanık kokularının yanı sıra bahsettiğim o garip koku da burnumun direğini sızlatmaya başlamıştı. Her ne kadar bütün binalar ve yapılar yıkılmış olsa da az çok yollar belliydi ve yürüme yolları Okul'un yollarıyla tamamen aynıydı. İlk gördüğümde orası olduğunu görünce çok korkmuştum ama sonra etrafa daha dikkatli baktığımda Okul'da olmayan bazı şeyleri görüp kendimi rahatlatmayı başardım. Ama yine de Okul'un da bu hale gelmesi an meselesiydi. En son duyduğuma göre oraya erzak göndermeyi bırakmışlardı ve bu demek oluyordu ki kaynakların bitmesi an meselesiydi.

   "Okul'u düşünüyorsun değil mi?" Lorin'in sesini duymamla bakışlarımı ona geri çevirdim ve başımı hafifçe onaylarcasına salladım.

   "Orayı pek sevdiğim söylenemez ama yine de bu hale geldiğini görürsem dayanamam yüksek ihtimalle." dedim sessiz bir şekilde. Kollarımı kendi etrafıma sardıktan sonra aramızda ufak bir sessizlik oluştu.

   "Konuşmak ister misin?" Bu dediği üzerine başımı olumsuz anlamda salladım, gerçekten de şu anda konuşmak istemiyordum. Böyle konular hakkında konuşmayı pek seven birisi değildim zaten. "Biliyordum, böyle şeyler hakkında konuşmayı seven birisi hiç olmadın zaten." demesiyle başımı hafifçe yukarı kaldırıp ona baktım.