Bölüm 4

39 2 31
                                    

   Ben her zaman ailenin mükemmel bir oluşum olduğunu düşünmüştüm. Bir anne, bir baba ve onların aşkından doğan bir çocuk... Annenin şefkatiyle, babasının hayranı olarak büyüyen bir çocuk. Hatta varsa kardeşlerinden destek alan ve anne ve babasının ölümünden sonra onunla aynı kanı taşıyıp onu sonuna kadar destekleyecek bireyler...

   Mars'la birlikte ilk kez sınırların dışına çıktığımız zamanı daha dün gibi hatırlıyordum. Teknik olarak yıllar geçmişti o günden beri. Önce İkinci Bölge'ye gitmiştik, Jade'i bulmuştuk. Annesi daha yeni bitkisel hayata girmişti, iki bakımdan da yıllar önceydi.

   Hem Lia hem diğer element kullanıcıları bizimle birlikteydi. Bizden asla nefret etmemişlerdi o çizgiden. Lia'yla hâlâ arkadaştık ve aramızda kötü şeyler olmamıştı. Belki de beni seviyordu o da. Bunlar çok eskide kalmıştı, hem de çok eskide...

   İkinci Bölge'ye ilk gidişimizde aile denen yapının aslında tahmin ettiğim kadar da mükemmel olmadığını ilk kez Jade ve Luca'nın ailelerinde olmak üzere bir sürü ailede görmüştüm. 

   Sırf oğlunun yaşaması için ikiz çocuklarından birisini Okul'a gönderen ve diğerine de elementini verip kontrol etmeyi öğrettiği için erkenden hayata gözlerini yuman fakat huzura eremeyen bir kadında görmüştüm.

   Elementler lanet olarak görüldüğü için oğlundan nefret eden hatta şiddet uygulamaya çalışan, bunun üzerine onu korumaya çalışan ablasını döven ve ikisini de evden atan bir babadan görmüştüm. Sırf element kullanıcısı değiller diye her türlü Luca onlardan üstün olsa bile iki tane küçük kızı sevdiklerini görünce demiştim bu böyle olmamalı diye.

   Kendi ailemi çok düşünsem de bu iki aileyi gördükten sonra araştırmak istememiştim. Onları iyi olarak görmek istemiştim. Ama her gece gözlerimi kırpmadan önce aklıma en az bir kere gelirdi bazı sorular. Acaba turuncu saçlarımı annemden mi yoksa babamdan mı almıştım? Kahverengi gözlerimi peki? Kardeşim var mıydı benim korumam gereken? Beni bir yerlerde hâlâ bekleyen bir ailem mi vardı yoksa beni verdikleri için kutlamalar yapan bir aile mi?

   Bu tarz soruların cevabını asla alamayacaktım, ne kadar istersem isteyeyim şu hayatta Mars zamanı ne kadar geri sararsa sarsın yedi yaşından öncesine gidemiyordu gücünü yedi yaşında alması sebebiyle.

   Şu anda ise karşımda daha önce hiç görmediğim kadar yıkılmış bir ailenin bir katının daha yıkılışını izliyordum. Babasına olan hayranlığının kardeşine olan nefretine dönüşmesi olan bir abiyi, tek istediği ikizi ve abisiyle mutlu bir hayat yaşamak isteyen bir kızı ve tek istediği ikizini korumak olan bir oğlanı...

   "Sen benim emrimden çıkmayacaksın ve elementini kopyalamama izin vereceksin. Ben de Lexy'nin Dördüncü Bölge'deki hayatına karışmayacağım hatta hizmetini seversem yardımcı bile olacağım. Eğer teklifimi kabul etmezsen, seni babamın ve annemin yanına gönderirim. Lexy'nin birkaç yıllık özgürlüğü de böylece son bulmuş olur." demişti Janus, kardeşine.

   Ateşin birden ortaya çıkması sebebiyle ellerim ve Lexy'nin fotoğraflarının yarısının yanı sıra gözlerim de yanmıştı. Orman birden aydınlanmıştı bu alevler sayesinde. Casia bu manzarayı görse canı çok yanardı eminim. Acaba şu anda da yanıyor muydu? Acaba şu anda Casia yaşıyor muydu? Neredeydi?

   Herkesin yeri hakkında bir tahminde bulunabiliyordum. Mesela Hera tahminimce Juda yani Hera ile birlikte evindeydi. Eğer Jade yaşıyorsa tabii, Jade'in ölmüş olma ihtimali de çok yüksek bir ihtimaldi. Eğer Jade öldüyse başta Felix ve Mars olmak üzere herkes çok üzülürdü eminim. Şu anda karşımdaki psikopat herif dışında.

QunilaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin