Bölüm 23

120 14 0
                                    

   "Isabel?"

   Karşımda benim aksime hiç şaşırmamış bir şekilde duran Isabel'i gördükten sonra ne yapacağımı şaşırmıştım. Şu an okulda olması gerekiyordu, Jade'in okulda olduğunu bilmesi lazımdı. Belki de bildiği için gelmişti, benimle konuşmak istiyordu.

   Onu en son gördüğümde Jade'in gücünü öğrenmiş olmanın şokuyla kaçıp gitmişti. Arkasından koşamamıştım bile. Şimdi korkmadan buraya gelmesi, Jade'in yanına gelmesi imkansızdı. Beni görmeye gelmişti.

   "Bugün beraber yürüdüğün çocuk, nerede o?" Gözlerimin içine bakarak konuştuğunda sesinin titrediğini fark etmemek imkansızdı. Bir şeyden korkuyordu. Benden mi? Hayır. Benden korkmazdı, başka bir şey vardı. Ben ona bir şey yapmamıştım, gücüm de yoktu zaten. Korkulacak bir şeyim yoktu, değil mi?

   Bugün birlikte yürüdüğüm çocuk... Demon'dan bahsediyordu. Birlikte fırına gidip geri gelmiştik, bizi görmüş müydü? Eğer bizi izleseydi ben, ben hissetmesem de Demon hissederdi bir şeyler olduğunu. Hava elementi altıncı his bakımından en güçlü elementlerden biriydi. En azından biri onları izlediğinde anlayabilirdi bu elementin sahibi. Büyük ihtimal bizi görmüştü ve merak ettiği için peşimizden gelmişti.

   "Isabel, içeri gelebilir misin lütfen?" Elimden geldiğince yumuşak bir ses tonuyla ve nazik bir şekilde içeri girmeyi teklif etmiştim ama başını olumsuz anlamda salladığında bunun pek de işe yaramadığını anladım. Gerçekten de güvenmiyordu bana, hatta korkuyordu benden.

   Birkaç kere daha gelmesini söylediğimde sonunda pes edip teklifimi kabul etti ve tedirgin bir şekilde içeri doğru yürüdü.

   Salona geldiğinde birkaç saniye boyunca etrafa baktı ve diğerlerini gördükten sonra birkaç adım gerilese de arkasında ben olduğum için çok da geri gidemedi.

   Bu yaptığım ne kadar mantıklıydı bilmiyordum ama elementlerin varlığını ona kanıtlamam gerekiyordu. Bunların lanet değil, bir güç kaynağı ve muhteşem şeyler olduğunu bilmesi gerekiyordu. Sadece Buzu görmesi yeterli değildi. Hepsini görmeliydi.

   "Selam!" Felix, Isabel'e gülümseyerek selam verdikten sonra endişesinin biraz da olsa geçmiş olduğunu düşünmüştüm ama hâlâ korkudan titriyor gibiydi. Onu burada öldüreceğimizi falan düşünüyor olabilirdi, ondan beklerdim. Bu kadar korkmasını gerektirecek bir durum da yoktu ortada ama bahsettiğimiz kişi Isabel olduğu için korkmasının normal olduğunu düşündüm.

  "Biraz sakin olmayı denesen olur mu? Bak, sana zarar vermeyeceğiz. Lia seni niye içeri aldı bilmiyorum ama zarar vermek gibi bir amacımız yok. Sanki seni burada öldürecekmişiz gibi gözüküyorsun." Vita ayağa kalkıp yaklaştığında Isabel'in korkusu biraz geçmiş olacaktı ki derin bir nefes aldı ve etrafa baktı.

   "Jade yok, sizi yalnız mı bıraktı? Siz kimsiniz ve onun evinde ne halt yiyorsunuz?" Bizi burada istemediğini net bir şekilde söyledikten sonra Vita sinirlenmiş olacaktı ki Isabel'e daha da yaklaştı ve yeniden konuşmaya başladı. Isabel'in hem korkup hem de böyle bize kızmasını anlamıyordum.

   "Isabella, değil mi? Bana bak, ben Su elementinin kullanıcısıyım. Arkamda gördüğün kız dışında herkesin bir gücü var burda. Jade gibiyiz biz de. Sekiz elementin beşi şuan burada. Ayrıca ara güçlerden birine sahip biri de var. Seni istesek çok kolay öldürürüz ama lütfen bizi dinler misin?" Vita'nın söylediklerini birden hazmedememiş olacaktı ki etrafa baktı. Herkese teker teker baktıktan sonra bakışlarını bana çevirdi. Ona rahatlaması için içten bir şekilde gülümsediğimde derin bir nefes aldı. Vita'yla birlikte diğerlerinin yanına gittiğimde gelmesini işaret etmem üzerine yanıma oturdu ve konuşmaya başladı.

QunilaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin