Bölüm 39

71 7 5
                                    

   "Lexy'yi tercih ederim." Gülümseyerek bana döndüğünde gözlerindeki ışıltıyı daha da net görebilmiştim, gecenin karanlığında olmamız sebebiyle saçları da onlara katılmış olan gözleri daha önce hiç görmediğim kadar renkli ve güzel parlıyordu. Sanki karşımdaki kişi bir insan değil, melekti.

   Sonunda kendimi gözlerine bakmaktan alıkoyabildiğimde ve kendime geldiğimde birkaç adım geri çekildim. Karşımda şu anda Linda, hayır Lexy duruyordu. İki haftadır aradığım Işığın sahibi iki haftadır yanımda duruyordu ve ben bunu anlayamamış, onunla birlikte tahminlerimi konuşmuştum. Bana hiçbir yardımda bulunamamasından anlamalıydım, ne kadar salak olabilirdim! Karşımda kanlı canlı Lexy dururken ben Işığın sahibini aramıştım.

   Omzumda bir el hissettiğimde korkuyla başımı kaldırdım. Demon ne zaman geldiğini anlamasam da yanımda duruyordu, benim aksime hiç şaşırmamış gibiydi. Bu duruma şaşırdığımı fark etmiş olacak ki açıklama yapma gereği duydu.

   "Bugün senden ayrıldığımda onu hiç ihtimal olarak görmediğimiz aklıma geldi, sonuçta Locus kardeşine peruk ve lens verip adını değiştirmişti. Herkes olabilirdi Lexy ve biz onu göz ardı ederek büyük bir hata yaptık." Bakışlarını benden Lexy'ye çevirdiğinde Lexy'nin kibarca gülümsediğini gördüm. Ellerini önünde birleştirmiş, rüzgarın yavaşlaması sebebiyle savrulmayı bırakmış saçlarının arasından bizi izliyordu.

   "Sizi hissettim," diyerek söze girdi. "Siz buraya geldiğinizde anlamıştım bir şeyler olduğunu. Hem, yanıma geldiğinizde içimde ne olduğunu bilmediğim bir his oluşuyordu. Tarif edemeyeceğim kadar güzel bir his. Sanki yıllar önce kaybettiğim arkadaşlarımı, kardeşlerimi bulmuşum gibi bir his." Bunları söylerken gözlerini kapatarak tahminimce o duyguyu tekrardan hissetmeye çalışmıştı.

   "Diğerlerinin haberi var mı?" diye sorduğumda Lexy başını iki yana salladı. Onun Lexy olduğuna hemen inanabilmiştim, sanki benim de onunla aramda özel bir bağ varmış gibiydi. "Ne zaman söyleyeceğiz?" İkinci sorum üzerine biraz düşündüler.

   Demon yarın sabah söylemeyi teklif ettiğinde ona karşı çıkmadık. Sonuçta şu anda onları uyandırıp Linda'nın aslında Lexy olduğunu söyleyemezdik.

   "Yalnız şey ben bu peruktan ve lenslerden çok sıkıldım, takmasam nasıl olur?" Linda'nın bu teklifi üzerine şokun etkisiyle hâlâ bir şeyler yanlış geliyormuş gibiydi. O buradaydı, şu anda onu bulmuştuk. Aslında haftalar önce bulmuştuk ama şu anda onunla, Linda ile değil Lexy ile konuşuyorduk. Bu imkanı olamayacak kadar saçma geliyordu.

   Locus benimle konuşmuş, ikizini bu işe bulaştırmamam gerektiğini özellikle tehdit edercesine söylemişti. Neden benim onunla buluşmamı, tanışmamı engellememişti? Ona zarar vermeyebilirdi ama en azından beni ve diğerlerini engellemesi gerekirdi. Buradayken Hissi sadece bir kere kullanabilmiştim, onda da zaten Jade'in buzu sayesinde olmuştu tahminimce çünkü rüyamda görmüştüm. Eğer rüyamda görürsem çok kuvvetli olmuyordu bu His. Acaba izimizi kayıp mı etmişlerdi? Ama Locus bizi istese çok kolay bulacak bir güce sahipti. Bizi asla yalnız bırakmayacak gibi de duruyordu çünkü Lexy ile tanışmamamızı istiyordu. Zaman...

   Panikle diğerlerine döndüm ve "Ya zamanı geri alırlarsa, Lexy ile tanışmamamızı istiyordu Locus!" dedim. İkisi de, özellikle Lexy, şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. Demon'un neyden bahsettiğimi anlamış gibi kaşları havaya kalktı.

   "Onunla konuştunuz mu?" Şaşkın ve ümitli bir şekilde yanıma yaklaştığında gözlerimi kaçırdım.

   "Aslında, o bizimle konuştu." Bu açıklamamı anlamadığını görünce derin bir nefes aldım ve anlattım. "Locus'la şu ana kadar bir kere konuştum, hissi kullanarak ve isteyerek de olmadı. Küçüktü, on yaşlarındaydı sanırım. Hatırlayamıyorum çünkü bir rüyadan farksızdı ama kendimi kontrol edebiliyordum. Sana dokunmamamı bu işe karıştırmamamı söyledi." Elimden geldiğince kısa ve detaylı bir şekilde anlattığımda Lexy bana bakmayı bıraktı. Ona sormamız lazımdı, ne olduğunu gerçekten ne olduğunu sormamız lazımdı.

QunilaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin