Bölüm 26

129 11 4
                                    

   Başımın ağrısı birden kesilince başımı kaldırdım. Jade, çoktan telefonu kapatmıştı. Mars Jade'in teklifini reddetmişti. Kabul etmesi gerekirdi. Neden reddetmişti ki?

   "Kusura bakmayın. Zorla getirecek hâlim yok. Ama Lia sen istersen yarın okula gelip görebilirsin." Jade, okula gelmemi söylediğinde ilk önce mantıklı olduğunu düşünmüştüm ama sonra yeniden aklım bulanmaya başlamıştı. Mars'ın kabul ettiğini görmüştüm. Etmemiş miydi?

   Diğerlerinin suratında en ufak bir şaşkınlık bile yoktu. Belki de sadece hayâl görmüştüm. Bana çok olan bir şeydi bu. Her şeyi hisse bağlamama gerek yoktu. Sonuçta Mars geldikten sonra onu yakalamamız ve zamanı geriye sarması mümkün değildi.

   "Lia iyi misin sen? Birden başını tutunca bir şey oldu sandım." Demon aramızdaki mesafeyi biraz açtığında rahatlamış gibi nefes aldı ve ağzına bir tane cips attı.

   "Bir anlığına başıma ağrı girdi..." Gerekli açıklamayı yapmış olduğumu düşünsem de bu anı daha önce yaşadığım hissini anlatıp anlatmamak arasında kalmıştım. Gördüğüm bütün hayâl veya halüsinasyonları hisse bağlamak istemiyordum ama anlatmam gerekiyor olabilirdi.

   "Yine bir şeyleri anlatmıyorsun Lia. Bak iki oldu, üçüncüde çok fena olur." Felix sinirli bir şekilde bana bakarak konuşunca gerçekten yalan söylemekte bu kadar kötü olduğumu kabul ettim. Kendimi geliştirmem gerekiyordu.

   "Sanki bu anı daha önce yaşadım ama Mars'ın kabul ettiği hâliyle. Sadece zihinim bana oynadığı bir oyundan fazlası olmadığına eminim ama kafam karıştı işte." Açıklamamı yaptıktan sonra hiçbir tepki vermedikleri için garip hissetmiştim ama üzerinde çok durmadım. Büyük ihtimal sebebini düşünüyorlardı.

Demon ağzına bir tane daha cips attı ve konuşmaya başladı. "Belki de yakalanıp zamanı geri almıştır ne dersin?" Demon ağzı dolu bir şekilde konuşmaya devam ederken şu an beni ciddiye alıp almadığını anlayamıyordum.

   "Düşününce imkânsız da değil." Felix, aynı anda ağzına üç dört tane cips attığında benimle dalga geçtiklerini düşünmeye başlamıştım. Hem hak veriyor hem de dalga geçiyor gibilerdi.

   Beni burada ciddiye alacağına inandığım tek kişiye, yani Jade'e baktığımda elindeki meyve suyunu içmekle meşgul olduğunu gördüm. Bizim konuştuğumuz konu hakkında bile bir fikri yokmuş gibi duruyordu.

   Kimseden yardım gelmeyeceğini anladığımda düşünmeye başladım. Ne olmuştu? Gerçekten zamanın geriye alınmış olması mümkün müydü, bilemiyordum. Bilmemin tek yolu da Mars'a sormaktı ama şu an bunu yapmamın imkanı yoktu.

   His isimli bir güce sahiptim. Eğer zaman geriye alındıysa bunu görebilecek tek kişi bendim. Kendimi zorladım. Düşündükçe başım ağrıması gerekirdi ama onun yerine hiçbir şey hissedemiyordum. Jade yanımdaydı, hissi az da olsa kullanabilmem gerekiyor olmalıydı. Neden olmuyordu?

   Düşünmeye devam ettim. Biri seslenmişti. Birinin adını duymuştum buna emindim. Birinin adı başımı ağrıtacak derecede aklımda dönüp duruyordu ama ismini söyleyemiyordum. Eğer sakinleşmezsem hiçbir yere gelemeyeceğimi farkına vardım ve derin bir nefes aldım. Gözlerimi kapattım. Kafamı boşaltmaya çalıştım.

   Derin bir nefes daha aldığımda sonunda başımı ağrıtan o ismi net bir şekilde duyabildim. Locus. Bu ismin sahibinin kim olduğu ve bu ismi nerede duyduğumu bilmiyordum. Bildiğim tek şey bu ismi duyduğumdu.

   "Lia meditasyon mu yapıyorsun?" Gözlerimi açtığımda Demon'un ağzı dolu bir şekilde bana baktığını gördüm. Felix ve Jade'in de dikkatinin sonunda cipslerden ve meyve sularından ayrıldığını gördüm ve boğazımı temizledim.

QunilaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin