Bölüm 18

175 17 0
                                    

   10 Yıl önce

   "Lia, bak burada daha fazla çiçek var! İsimlerini biliyor musun?" Heyecanla yanındaki oğlan çocuğuna baktı küçük kız. Olumsuz anlamda başını salladı.

   "Ben de hepsinin ismini bilmiyorum. Ama şuradaki mavi çiçek çok güzel değil mi? Daha önce hiç görmemiştim." Çocuk mavi çiçeklerin yanına koşup incelemeye başladı. Çiçeğin yapraklarına dokunup kalınlığına bakıyordu ama bir türlü hangi çiçek olduğunu anlayamamıştı. Kitabında yazmıyordu bu çiçek. 

   "Çok güzel gözüküyor. Adı ne acaba?" Kız da oğlanın yanına eğilip çiçeğe bakmaya başladı.

   Çocuk düşündü. Öğretmenlere soramazdı çiçeğin adını. Eğer sorarsa onu cezalandırırlardı çitleri geçtiği için. Kitaplarda da yazmıyordu bu çiçekle ilgili bir şey. Çiçeğe isim vermekten başka şansı yoktu.

   "Biz isim versek nasıl olur çiçeğe?" Çocuğun sorusunu küçük kız sevinçle onayladı. Çok hoşuna gitmişti bir şeye isim vermek. Sanki bu çiçeği onlar keşfetmiş gibiydi.

   Düşündüler. Daha önce hiç bir şeye isim vermemişlerdi. Özellikle de bir çiçeğe. Sonra çocuğun aklına bir şey geldi.

   "Lia olsun çiçeğin adı!" Kız gülerek karşılık verdi.

   "Benim saçlarım veya gözlerim mavi bile değil. Gökyüzü koysan daha mantıklı olurdu!" Çocuk hayal kırıklığıyla önüne dönüp çiçeğe bakmaya devam etti. Çocuklar çiçeğe bakarken birden bir ses duydular. Bu öğretmenlerinin sesiydi. Kadının sesi hem çok endişeli, bir yandan da çok sinirli geliyordu.

   "Lia, Lorin! Neredesiniz?" Kadının sesi yavaş yavaş yaklaşmaya başladı ve en sonunda öğretmenlerini gördü çocuklar. Ceza yiyecekleri için üzgünlerdi ama en azından artık çiçeğin ismini sorabilirlerdi. 

   "Buradasınız! Çitleri geçmek yok diye her gün size tekrar mı etmem gerekiyor benim? Çok endişelendirdiniz beni!" Kadın çocukların yanına gidip ikisine de aynı anda sarıldıktan sonra yüzündeki hüzün ve endişenin yerini sinir almış gibi gözüküyordu. 

   Çocukların ellerinden tutup yaklaşık on dakika boyunca yürüdü kadın. Sonra okulun ve yurtların ışığı gözükmeye başladı. Çocuklar her ne kadar evlerine geri geldikleri için mutlu olsa da üzgünlerdi çünkü orada daha bakmak istedikleri çok çiçek vardı. Oraya bir daha gitmeleri imkansız gibi gelmişti çocuklara.

   "Özür dilerim. Eğer seni hemen geri getirseydim ceza almazdın Lia." Oğlan çocuğu mahcup bir şekilde kızın suratına baktı. Kız çocuğa gülümsedi ve önemli olmadığını söyledi ve onu çiçeklerle tanıştırdığı için teşekkür etti.

   "Siz ikinizin başı fena dertte." Kadın sinirli bir şekilde çocuklara seslendikten sonra odalarına gitmelerini söyledi. Kızar ve erkekler farklı odalarda kalıyordu o yüzden bu gece birbirlerini bir daha göremezdi çocuklar. 

   Çocuklar birbiriyle vedalaşıp odalarına gittiler. 

   Küçük kız odasında yatağına uzanmış, çocuğu bir daha görüp göremeyeceğini düşünüyordu. Onu ilk defa görmüştü ama yanındaki yurtta kalıyordu çocuk. Daha önce görmemiş olması imkansızdı. O çocukla ilgili tuhaf bir şeylerin olduğunu düşündü ama yarın onu ziyaret edeceği için pek düşünmedi bunun üzerine.

   Bu gün çok yorulmuştu o yüzden hemen uykuya daldı.

---

   1 Hafta Sonra

QunilaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin