Bölüm 25

146 12 0
                                    

   Lorin'in Gözünden

    Deli gibi uykum vardı. Gözlerimi kapatsam her an uykuya dalabilir gibi hissediyordum ama dalamayacağımı bildiğim için deneme zahmetinde bile bulunmamıştım daha. Bir haftadır toplam aldığım uyku yirmi saati geçmezdi. Keşke kendi hislerimi de kontrol edebilseydim.

   Ne zaman gözlerimi kapatıp uyumaya çalışsam düşüncelerim tarafından uykumdan ediliyordum. Asla kendimle baş başa kalamıyordum. Lia'yı düşünmeden edemiyordum. Benim yüzümden yaşadığı şeyleri düşünmeden edemiyordum. Onun iyiliği için yaptığımızı bilsem de kendimi suçlamaktan başka bir şey yapamıyordum.

   "Özür diledim işte daha ne istiyorsun?" Mars'ın bağırışıyla düşüncelerimden uzaklaşarak kapıya doğru döndüm. Locus'un Mars'la birlikte içeri girdiğini gördüğümde ne olduğunu az çok tahmin edebiliyordum. Zaten bir şeyler olduğunu anlamıştım ama yeniden geriye dönmesi saçma gelmişti. Kim bilir yine ne olmuştu da kullanmak zorunda kalmıştı?

   "Mars nasıl bu kadar dikkatsiz olabiliyorsun anlamıyorum. Hiç mi düşünemedin bir şeyler olduğunu?" Locus sinirini kontrol etmeye çalışırcasına derin bir nefes aldığında artık dayanamadığını anlamıştım. Eğer elementim olsaydı ve biri elementimi sürekli kendi gücü için kullansaydı ben bu kadar bile dayanamazdım herhalde.

   Mars, Locus'un elinden kurtuldu ve yanıma geldi. Hâlâ yatar pozisyonda olduğum için yanıma oturamamıştı. İkinci Bölge'nin ortasındaki küçük bir evde kalıyorduk, üç kişi sığabilmemiz bile bir mucizeydi.

   "Lorin Bey kalkmayı planlıyor musunuz acaba?" Ellerini beline koymuş bir şekilde başımda dikilen Mars'ı gördüğümde ister istemez gülümsedim. Bazen sinir bozucu ve fazlasıyla çocuksu olabiliyordu ama o olmasaydı şu ana kadar aklımı kaybetmiştim büyük ihtimalle. Yanımda kimse yokken o vardı. Beni kimse anlamıyorken o anlıyordu.

   Yeniden içimde gezen ve boğuluyor gibi hissetmemi sağlayacak olan hissin ön plana çıkmasıyla derin bir nefes aldım. Eğer bu kadar bencil olmasaydım şu an Lia bizimle birlikte olabilirdi. Eğer ona bir gücünün var olduğunu söyleseydim benden kopmazdı. Eğer onu geride bırakmak yerine daha önceki gibi yanımıza alıp korumaya çalışsaydık böyle olmazdı belki de.

   Başımı iki yana sallayıp aklımdaki kötü düşüncelerden kurtulmaya çalıştım. Bunu Lia'nın iyiliği için yapıyordum. Eğer şu an burada bizimle olsaydı hayatı tehlikeye girebilirdi, daha önce olanlar gibi. Onu düşündüğüm için geride bırakmak istemiştim. Gerçi Demon ve diğerleri yüzünden pek de bir işe yaramamıştı.

   Lia'nın onlara nasıl güvendiğini anlamıyordum. Onu kullandıkları çok açıktı, sadece Dilek'e bir sahip lazımdı. Hepsi Dilek'ten sonra onu bırakacaktı diğer çizgilerde olduğu gibilerdi bir farkları olamazdı. Onu aralarından çekip almak, yanımda tutmak istiyordum. Lia'yı koruyamıyorlardı ve bu gidişle ona çok büyük bir zarar gelebilirdi.

   Keşke Lia'yla daha önceden konuşsaydım, yanında olmamın bir yolu olsaydı. Ama yoktu. Zamanı sırf onun için geriye alamazdık. En azından ona bir şey olana kadar almayacaktık. Her ne kadar yanındakilere güvenmesem de başka şansım yoktu. Lia onlarla birlikteydi, benimle değil.

   "Alo!" Mars'ın hâlâ başımda beklediğini görünce ona bakarak sırıtmaya devam ettim. Onu sinirlendirmek çok eğlenceli geliyordu. "Kalksana Lorin!" Sonunda beni kolumdan tutup çekiştirmeye çalıştığında daha fazla sinirlendirmemek için oturur pozisyona geçtim.

   Yanım boşaldığı anda yanıma oturdu ve arkasına yaslandı. "Zamanda sıçramanın ne kadar yorucu olduğundan haberin var mı senin?" Mars derin bir nefes aldıktan sonra bakışlarını bana çevirdi. "Sen iyi misin ya? Gözlerin dolmuş." Gözlerimin dolduğunu söylediğinde yeni fark etmiştim. Niye gözlerim dolmuştu?

QunilaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin