"Yani haftaya gidiyoruz öyle mi?"
"Aynen öyle. Daha fazla bekleyemeyiz."
"Tamam da nerede kalacağız? Ne yiyip içeceğiz? Bunu hiç düşündünüz mü?"
"Eskiden etrafta süpermarket denilen büyük yerler olurmuş. Bizim yemekhanelerimiz gibi ama içinde mağazalar da olurmuş. Herkes istediği gibi girip yemeğini alıp parasını ödeyerek çıkarmış. Hala var mıdır acaba?"
"Var ama yemeklerin tarihi iki binli yılları gösteriyor. Yani her şey bozulmuş olacaktır. Ama Casia'nın gücü sayesinde toprağa bir şeyler ekip hemen büyümesini sağlayıp yiyebiliriz. Su ihtiyacımızı da Vita karşılar hem."
"Biz olmadan sen nasıl tek başına hayatta kalmayı başardın oralarda?"
"O kadar da zor değildi tek yapmam gereke-"
"Biri mi var orada?"
...
Ben Lia. On beş yaşındayım ve yine hiç karışmamam gereken bir şeye karışmış bulunmaktayım.
"...ve böylece insanlar ateş elementiyle tanışmıştır. Bu konu hakkında ne düşünüyorsun Lia?" Adımı duyduğum gibi kafamı kaldırdım. Gözümü açmamla yerimden sıçramam bir oldu. Edebiyat hocası yanıma gelmiş, elinde ders kitabıyla bana imalı imalı bakıyordu. Ne diyeceğimi bilemeyip aklıma ilk gelen cümleyi kurdum. "Ateş elementinin sahibiyle yakın arkadaş olmak isterdim. Sonuçta ateş elementi kim kullansa yakışıyor." Ne dediğimi herkes gülmeye başladığında idrak ettim. Ben ateş elementinin sahibiyle aynı sınıftaydım. Ben gözlerimi kapatıp burada olmaması için dua ederken Demon'ın kahkahasını duyduğumda anlamıştım. Felix buradaydı ve tahminimce şu anda bana bakarak gülüyordu. Batırmıştım.
Tam ne yapacağımı hesaplıyorken zilin çalmasıyla derin bir oh çektim çünkü son dersti ve birileriyle daha fazla aynı ortamda bulunup kendimi açıklamak zorunda kalmayacaktım. Zaten pek arkadaşım da yoktu ve yurtta da tek kişilik odada kalıyordum. Üstüne bir de hafta sonuydu. Pazartesiye kadar herkes unuturdu herhalde, yani umarım.
Çantamı sırtıma aldığım gibi sınıftan koşarak çıktım. Bahçe kapısından çıktığımda suratıma rüzgarın vurmasıyla montumu sınıfta bıraktığımı fark ettim. Tam içimden saydırırken birden Hera'nın o sinir bozucu sesini duydum. "Montunu sınıfta unutmuşsun. Getireyim dedim, hava soğuk üşütürsün." Çok sağol ya, sen olmasan ne yapardım ben. İşte insanlarda en sinir olduğum özelliklerden biri de buydu. İnsanların benimle ilgilenmesini sevmiyordum. Bu kızın derdini de hâlâ çözmüş değildim, son günlerde peşimde dolanıp duruyordu.
Yine her zamanki gibi kendi kendime düşünürken Hera'nın seslenişiyle hayal dünyamdan çıkmak zorunda kaldım. Hâlâ burada mıydı cidden? Cevap vermeyince gider sanmıştım, bu defa ne istiyordu acaba? Bana bakarak sırıttığını görünce derin bir nefes aldım. Tam konuşmak için doğrulmuştu ki montumu elinden alıp gittim. Evet. Teşekkür bile etmedim. Edecek miydim bi de? Gören de ben istedim sanacak.
Tam merdivenin ilk basamağına adımımı atıyordum ki biri kolumdan tuttu. Bu kişinin Hera olduğuna o kadar emindim ki kolumu kurtarmak için birazcık sert davranmıştım. Birkaç kitabın yere düşme sesiyle arkamdakinin Hera olmadığını fark ettim. Korkuyla arkamı döndüğümde edebiyat öğretmenimizin bana baktığını gördüm. Kâbus gibiydi. Hatta direkt kâbustu!
Eğilip kitaplarını aldığında içimdeki ses bana çok büyük sıçtığımı söylüyordu ve sanırım haklıydı da.
Tam bana bir şey söyleyecekken yine Hera'nın o sesini duydum. Üzerimde Hera beni takip et falan mı yazıyordu da peşimi bırakmıyordu? Hocanın yanına gelip ona bir kaç bahane sıralarken sadece onları izlemekle yetindim. Hocayı ittiren bendim, neden benim için özür diliyordu ki? İnsanlarda en nefret ettiğim ikinci özellik, başım belaya girdiyse bırak da rahat rahat girsin. Neden başkasını kurtarmak için yalan söylersin ki? Neyse en azından yalan söylemekten kurtulmuş gibiydim. Hera zaten öğretmenlerin favori öğrencilerindendi. Öğretmen Hera'yı başıyla onaylayarak gülümsedi ve Hera beni kolumdan çekip okulun kapısına kadar götürdü. Bir de altıma bez bağlasaydı keşke.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Qunila
FantasyAteş, Su, Toprak, Hava, Elektrik, Buz, Gölge ve Işık. Bir efsaneye göre bu sekiz element bir araya gelmesiyle "Dilek" denilen bir güç ortaya çıkacaktı ve bu enerjinin kullanıcısı bir dilek hakkıma sahip olacaktı. Her ne kadar daha önce bu gücün uyan...